Connect with us

Lojistik

Altın Yumurtlayan Tavuk “Lojistik Sektörü” Engelleniyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Avrupa taşımalarından Orta Asya taşımalarına, Irak sınır kapısında uzayan araç kuyruklarından Mersin Limanı’ndan beklentilere, kentin bekleyen lojistik yatırımlarından lowbed araçlar konusunda yaşanan sıkıntılara kadar birçok konuyu ele alan Komite Üyeleri, yaşanan sıkıntıların ivedilikle çözülmesini talep etti.

Konunun her platformda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından UND’ye ilgili tüm mercilere iletilmesine rağmen sonuç alamadıklarını dile getiren Komite Üyeleri, birçok ülkenin uluslararası ticaret hukukunda yer almamasına rağmen Türkiye’ye özgü uyguladığı haksızlıkların da önüne geçilmesini talep etti.

hasan-buyuk-1.jpg“LİMANDA ARAÇTAN ARACA AKTARMA YAPILABİLMELİ”

20 No’lu Komite Başkanı ve Büyüktrans Uluslararası Nakliyat Sahibi Hasan Büyük limanda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. İlk olarak araçtan araca aktarma işlemine yönelik sektörü zorlayan uygulamalara değinen Büyük, konuyu şöyle özetledi:

“Gerek karayolu, gerekse gemi ile Mersin Limanı’na gelen araçlarda bulunan eşyaların geldiği araçtan farklı bir araca aktarımı yapılarak tekrar sevk edilmesine gümrük müdürlüğünce müsaade edilmemekte, eşyaların fiziken liman ambarına indirilip ambardan farklı bir araca yükleme yapılması istenmektedir. Yapılan bu işlemler hem işlem sürecini uzatmakta hem de işlemi yaptırılan firmaya olan maliyeti 2-3 kat artmaktadır. Çünkü araçtan araca yapılan işlemden bir tek aktarma ücreti alınırken ambara indirilip tekrar yükleme yapıldığında indirme, yükleme ve ardiye olmak üzere 3 farklı işlem ücreti alınmaktadır. Bu konunun tekrar değerlendirilip araçtan araca aktarma işlemine imkan sağlanması firmaları rahatlatacaktır.

İNTERPOL SORGULAMALARINDA AKSAKLIKLAR YAŞANIYOR

Ayrıca İnterpol sorgulamalarında da bazı aksaklıklar yaşandığına dikkat çeken Büyük, T2 Transit Refakat Belgesi Kapsamında gümrük güvenlik mühürlü olarak gelen araçların İnterpol sorgulamasından muaf tutulmasını talep etti. Gümrük Birliği’ne tabi olan Türkiye’nin AB ülkelerinden ihracat yapılan ülke gümrük beyannamesi kapsamında Ortak Transit Rejim Sözleşmesine tabi olduğunu bildiren Büyük, buna göre Mersin Limanı’na gelerek Türkiye’den geçiş yapan Türkiye’de kayıtlı bir yarı römorkun T2 Refakat Belgesi’ne sahip olduğunu söyledi. Bu araçların transit olarak otomobil, kamyonet ya da kamyon gibi araçlar taşıdığını ve çalıntı olup olmadığının İnterpol tarafından sorgulanmasının ise 1-2 gün sürmesi nedeniyle hem zaman hem de ödenen fuzuli işgal ücreti ile maddi kayıp oluşturduğunu kaydeden Büyük, bu konuda da düzenleme beklediklerini söyledi.

mehmet-keles-2.jpg“AVRUPA VİZELERİ CİDDİ BİR SORUN”

20 No’lu Komite Başkan Yardımcısı ve Mer-Can Uluslararası Taşımacılık Sahibi Mehmet Keleş ise Avrupa taşımalarına değindi. Avrupa’ya çalışan firmaların şoförlerinin yaşadığı vize sorununa dikkat çeken Keleş, son bir yıldır vize alma konusunda sorun yaşandığını, 10 araç çalıştıran bir firmanın en fazla 2-3 araca vize alabildiğini bildirdi. Turistik vize alınmadığı, ticaret amacıyla alınacak bir vizenin önünün kesilmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Keleş, “Böyle bir durumda hem ihracatçı firma ürünü zamanında ulaştıramadığı için mağdur oluyor hem de lojistik firmaları taahhütlerini yerine getiremedikleri için sıkıntı yaşıyor” dedi. Lojistik sektörünün tüm dünya ticareti için önemine değinen Keleş, “Bu sektör olmazsa tüm dünyada hayat durur. Bu nedenle sektör sorunlarına kulak verilmeli ve sıkıntıları en aza indirilmeli. Gerek siyasi temaslarla gerek yapılacak yatırımlarla sorunlar çözülüp sektör temsilcilerinin eli güçlendirilmeli” değerlendirmesini yaptı.

isa-cani-1.jpg“MERSİN, LOJİSTİK YATIRIMLARINI BEKLİYOR”

20 No’lu Komite’den Yönetim Kurulu Üyesi ve İsa Çani Uluslararası Taşımacılık Firma Sahibi İsa Çani ise değerlendirmesinde Mersin’in beklediği lojistik yatırımlara dikkat çekti. Taşucu Limanı Özelleştirme İhalesi ile Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyol İhalesi’nin tamamlandığını hatırlatan Çani, “Bu ihaleler uzun zamandır bekleniyordu. Sektöre ivme kazandıracak önemli yatırımlar. Başlangıç için iyi olsa da yeterli değil. Bekleyen diğer yatırımlarımızın da tez zamanda hayata geçmesi önemli” diye konuştu. Uluslararası Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımının da devam etmesinin sevindirici olduğunu kaydeden Çani, 2022 yılı sonunda aktif olarak çalışmaya başlayacağı sözü verilen havalimanının çevresinin lojistik sektörüne hizmet edecek şekilde bugünden planlanmasının önemine değindi. Bu havalimanının yalnızca yolcu taşıması değil kargo taşıması adına da önem taşıdığını hatırlatan Çani, 2022 yılsonuna çok zaman kalmadığını hatırlatıp, çevresinin gerek depo ve antrepo yatırımları gerek serbest bölge olabilecek şekilde bugünden planlanması gerektiğin söyledi.

“MERSİN’İN BEKLEDİĞİ EN ÖNEMLİ YATIRIM; İKİNCİ ANA KONTEYNER LİMANI”

Lojistik sektörünün Mersin’de beklediği en önemli yatırımın ise ikinci ana konteyner limanı olduğunu kaydeden Çani, “İkinci ana konteyner limanı ivedilikle yapılmalı. Mevcut liman yetkilileri dahi gelen talebin yüzde 50’sine yanıt verebildiklerini söylüyor. Kalan yüzde 50 başka ülke limanlarına kayıyor. Türkî Cumhuriyetlere, Arap ülkelerine, Rusya’ya transit taşımaların yapıldığı Mersin Limanı’nın bu alandaki gücünün artması, önümüzdeki süreçte daha da artacak olan yük trafiğine yanıt verebilmesi için ikinci konteyner liman yatırımı kaçınılmaz” dedi. Bu liman yatırımı ve havalimanı yatırımını destekleyecek Lojistik Köy projesinin hayata geçirilmesinin de önemini vurguladığı konuşmasında Çani, “Lojistik denildiğinde akla gelen ilk kent Mersin ise bölgeye yakışır yatırımlar da mutlaka hayat bulmalı” değerlendirmesini yaptı.

necmettin-cabadak-1.jpg“LOWBED ARAÇLARIN OTOBANA GİRİŞİNE İZİN VERİLMELİ”

20 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Cizre Cihan Nakliyat Sahibi Necmettin Cabadak da lowbed taşımalarında yaşanan sıkıntılar üzerinde durdu. Türkiye’de otobanların lowbed araçlar için yasak olduğunu kaydeden Cabadak şöyle konuştu:

“Belgelerimiz olmasına, yol ücreti vermemize rağmen Türkiye’de lowbed araçların otobana girişi yasak. Bu durumda Irak’a yaptığımız taşımalarda güzergahımız Maraş, Adıyaman, Urfa üzerinden karayolu ile gerçekleşiyor. Yolumuzun üzerine kazara otoban denk gelirse ceza kesiliyor. Avrupa’da lowbed araçların normal karayoluna girmesi yasak, tamamen otobandan gitmeleri zorunluyken bizde tam tersi uygulama var. Firmalarımız da araçlar da mağdur. Araçlar büyük, yollar dar ve trafiği aksatıyoruz, kazalar artıyor. Hem yol belgesi alıyoruz hem eski yolları kullanıp dağlarda dar yollarda yokuş tırmanıyoruz. Bu sorun en kısa sürede çözülmeli. Karayollarında uygulanan kanun oldukça eski. Bunun yenilenmesi şart.”

Habur Sınır Kapısı’ndaki bekleme sorununa da değinen Cabadak, 700’ün üzerindeki aracın kapıda beklediğini, 3-4 güne varan bekleme sürelerinin ciddi sıkıntıları da beraberinde getirdiğini söyledi.

yasar-ozkaya-3.jpg“ÜLKEYE YABANCI PLAKALI BOŞ ARAÇ GİRİŞİ ÖNLENMELİ”

20 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Özkayalar Uluslararası Nakliyat Sahibi Yaşar Özkaya, Türki Cumhuriyetlerle yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. “Ülkemize ve vatandaşlarımıza büyük ihanet yapılıyor, sektör bu kadar sahipsiz olmamalı” diyen Özkaya, “İhanet nedir derseniz; şu anda Türkiye’nin ihracat yükünü Türk Cumhuriyetlerinden gelen yabancı uyruklu araçlar taşırken bizler uzaktan izliyoruz. Yabancı uyruklu araçların ülkemize boş girmesine izin verildiği ve yeterince denetim yapılmadığı için fiyatları aşağı çekiyorlar, bizim rekabet şansımız kalmıyor” dedi.

“TÜRK TAŞIMALARI KAZAKİSTAN’DA KISKACA ALINMIŞ DURUMDA”

Türkmenistan’ın Türkiye’ye kapılarını kapattığını, Kazakistan’ın geçiş belgesi vermediğini kaydeden Özkaya, “Bölgeye yapılan Türk taşımaları tamamen kıskaca alınmış durumda. İki devlet bir millet dememize rağmen Azerbaycan, Türk araçlarının karayolu ile geçmesine izin vermeyip gemiye yönlendiriyor. Bu durum da maliyetlerimizi artırıyor, yine rekabet edemiyoruz” ifadelerini kullandı. Lojistik sektörüne sahip çıkılmadığını kaydeden Özkaya, sektör temsilcilerinin borçlarını ödemekte, sigortalarını, kaskolarını yaptırmakta zorlanmaya başladığını anlattı. Uluslararası hukuk kurullarına göre hiçbir ülkenin yolları kesme, gemiye yönlendirme gibi hakları bulunmadığına değinen Özkaya, bu ülkelerle temasın artırılıp sorunların çözülmesini, ülkeye boş araç girişinin ise önlenmesini istedi.

“TOPRAK BASTI PARASI SORUNU ÇÖZÜLMELİ”

huseyin-zengin.jpg20 No’lu Komite Üyesi ve Kalender Uluslararası Taşımacılık Sahibi Hüseyin Zengin de Türk Cumhuriyetlerine yapılan taşımaları değerlendirdi. Orta Asya’ya ayrılan geçiş belgesi kotasının Türk firmalarına yetmediğini anlatan Zengin, “Araçlarımızın 10 güne yakın belge beklediği oluyor. Sayılar mutlaka artırılmalı” dedi. Kırgızistan’dan Türkiye’ye gelen araçların hiçbir şekilde toprak bastı parası ödememesine rağmen Türk TIR’larının Kırgızistan’a gidene kadar 2 – 3 bin dolar toprak bastı parası ödediğini kaydeden Zengin, bu sorunun hükümetler arasında çözülebileceğini belirtti. Pandemi döneminde kapanan Türkmenistan kapısının halen açılmamasının sıkıntısına da değinen Zengin, alternatif güzergahlar aramanın artan maliyetleri de beraberinde getirdiğini söyledi. Türk plakalı TIR’lar garajda beklerken Türk Cumhuriyetlerinin araçlarının gelip yükleri alıp gitmesine de anlam veremediklerini belirten Zengin, “Kimse bu araçları kontrol etmiyor. Neden boş geliyorsunuz, nereye gidiyorsunuz diye soran yok. Kontrol mekanizması yok. Gelirken yanlarında yakıt da getiriyorlar ardından navlunları düşürüyorlar. Rekabet edemiyoruz” diye konuştu.

Hediye EROĞLU – MERSİN / LOJİPORT

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading

Blog

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’te 95.8 Milyar TL’lik Yatırımla 69 Bin 700 Adet Aracı Filosuna Kattı!

Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2024 yılına ilişkin sektör verilerini açıkladı. Bu kapsamda; operasyonel araç kiralama sektörü 2024’te 95,8 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 69 bin 700 aracı filosuna kattı. Operasyonel araç kiralama sektöründe sedan gövde tipi yüzde 46,6 ile hala tercihlerde ilk sıradaki yerini korurken SUV karoser tipi yüzde 19,9 ile üçüncü sırada yer aldı.  Rapora göre, sektörün araç parkının yüzde 31,8’lik bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluştururken, benzinli araçların payı yüzde 58,5’e, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,6’ya yükseldi. Operasyonel araç kiralamanın sadece bir araç edinme yöntemi değil aksine A’dan Z’ye tam bir hizmet paketi olduğunu söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Günümüzde kaynaklar, mevcut koşullar nedeniyle, sınırlı hale geldi. Bu sebeple, kaynakları mümkün olduğunca verimli kullanmak sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler, ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları araçları temin etmek için satın alma alternatifi yerine artan oranda operasyonel kiralamayı tercih ediyor. Bu sayede öz kaynaklarını ve kredi limitlerini ana faaliyet alanlarında değerlendirme imkânı bulurken araç sahipliğinden kaynaklanan birçok maliyet kalemini ve riski de bertaraf etme imkânı elde etmiş oluyorlar.  Şirketlerin araç parkı dikkate alındığında, kiralamanın büyümesi konusunda yüksek potansiyeli görebiliyoruz” dedi.

 

Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2024 yılı sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılında 95 milyar 800 milyon TL’lik yatırımla 69 bin 700 adet yeni aracı filosuna kattı. 2024 yılı sonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü 280,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Sektörün toplam araç sayısı 2023 yılı sonuna göre yüzde 0,9 azalarak 251 bin 800 adede geriledi. Operasyonel kiralama sektörü 2024 yılında da ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya devam etti. Sektörün 2024’te ödediği vergi tutarı toplamda 50 milyar TL’yi buldu.

 

Kiralanan araçların yüzde 9,6’sı hibrit ya da elektrikli!

Rapora göre, Renault yüzde 18,2 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 16,7’le Fiat, yüzde 9,7 ile Toyota, yüzde 9,2 ile Volkswagen ve yüzde 8,9’la Ford takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 47,2’si kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30,6 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 10,1 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 2024 yılı sonunda yüzde 7,4’e yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 31,8’lik bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluştururken, benzinli araçların payı yüzde 58,5’e, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,6’ya yükseldi.

 

Kiralamada da ilk tercih hala sedan!

TOKKDER raporunda yer alan dikkat çekici verilerden bir diğeri ise, operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 46,6 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 24,3 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 19,9 ile üçüncü sırada yer aldı. SUV gövde tipindeki araçlarda 2023 yılı sonuna göre yüzde 23’lük bir artış dikkat çekti. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 81,7’sini otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 18,3 olarak gerçekleşti.

 

Operasyonel araç kiralama, işletmelere birçok faydayı bir arada sunuyor

2024 yılı sonuçlarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Operasyonel araç kiralamaya talep olmasına rağmen, enflasyondaki artışla beraber kira fiyatlarının artması ve finansman kaynaklarına erişimdeki engeller sebebiyle büyüme beklentinin altında kaldı. Etkileri sürmekte olan ülke ekonomimizdeki bozulma, ticari hayatı maalesef olumsuz yönde etkiledi. Elbette operasyonel kiralama sektörü de tüm sektörlerde olduğu üzere bu olumsuzluktan nasibini aldı. Özellikle, artan kredi faizleri, düşen büyüme hızı ancak buna rağmen yükselen enflasyon, şirketleri zorunlu olarak tasarruf etmeye yönlendirdi. Bu gelişmeler karşısında operasyonel kiralama sektörü bir miktar küçüldü. 2018 yılı sonunda 328 bin adetlik filo büyüklüğüne sahip olan sektörümüz, 2024 yılı sonunda 252 bine düştü. Sektörümüz ne kadar az operasyonel riske maruz kalırsa büyümesi de o kadar sürdürülebilir olacaktır. 30 Kasım 2024 tarihli ve 32738 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan “Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, araç kiralama işletmelerine, kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurarak, araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları üç yıl saklama zorunluluğu getirilmiştir. Kanunda ayrıca “genel kolluk kuvvetleri tarafından tutulan verilerden şahısların devam eden aktif araç kiralamasının olup olmadığı bilgisi araç kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmelerle paylaşılır.” hükmü de yer almaktadır. Kanundaki “Kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurma zorunluluğu” hükmünün, kanun Resmi Gazete’de yayınlanmadan önce, kanundan çıkarılması konusunda TOKKDER olarak girişimde bulunmuştuk. Ancak bu talebimizin karşılık bulmadığı görülmektedir. Diğer taraftan aralık ayında kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtlar için Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği kapsamında 31 Ocak 2025 tarihine kadar Taşıt Tanıma Birimi (“TTB”) başvurularının yapılması, 30 Nisan 2025 tarihine kadar ise montaj işlemlerinin tamamlanması zorunluluğu getirilmiştir. Sektörümüzü etkileyen dinamikler için uzun vadeli planlamaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ani ve sık yapılan bu tür değişiklikler, filosunda yüksek sayıda aracı olan şirketlerin ve araç kiralama firmalarının mali yapılarını ve işleyişlerini olumsuz etkileyebiliyor. TOKKDER görüş ve önerileri çerçevesinde yapılacak düzenlemelerin sektörümüzün hizmet standartlarını yukarı çekerek müşteri memnuniyetini daha da artıracağını düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

 

Operasyonel araç kiralamanın sadece bir araç edinme yöntemi değil aksine A’dan Z’ye tam bir hizmet paketi olduğunun altını çizen Kağan Yaşa, şöyle devam etti: “İhtiyaç duyduğu aracı satın almak yerine kiralama yöntemiyle edinmeyi tercih eden işletmeler, bu paketin sunduğu tüm avantajlardan faydalanmanın yanı sıra öz mal bir araç sahibi olmanın risklerinden tamamen korunaklı hale geliyor. Araç satın almak, şirketler için yüksek yatırımı ve araç yönetiminde verimsizlik potansiyelini de beraberinde getiriyor. Günümüzde kaynaklar, mevcut koşullar nedeniyle, sınırlı hale geldi. Bu sebeple, kaynakları mümkün olduğunca verimli kullanmak sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler, ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları araçları temin etmek için satın alma alternatifi yerine artan oranda operasyonel kiralamayı tercih ediyor. Bu sayede öz kaynaklarını ve kredi limitlerini ana faaliyet alanlarında değerlendirme imkânı bulurken araç sahipliğinden kaynaklanan birçok maliyet kalemini ve riski de bertaraf etme imkânı elde etmiş oluyorlar.  Sağlıklı analiz yapan her şirketin kiralamayı tercih etmesi lazım. Kiralama dünyada da büyüyor, bizde de büyümeye devam edecektir. Şirketlerin araç parkı dikkate alındığında, kiralamanın büyümesi konusunda yüksek potansiyeli görebiliyoruz.”

Continue Reading

Blog

Büyük İstanbul Tüneli İki Kıtayı Demir Ağlarla Birbirine Bağlayacak

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlandı, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek üçüncü tünel olacak. Bu projeyle günde 6,5 milyon yolcunun kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacak. Projenin 2025’te yüzde 25’inin ve 2028’de de tamamının bitirilmesi planlanıyor.

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlanmış olup, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Büyük İstanbul Tüneli Projesi 4,3 km’lik bölümü boğaz geçişi olmak üzere toplamda 30,2 km uzunlukta ve 15 istasyondan oluşacak. Anadolu ve Avrupa yakasında toplamda 11 raylı sistem ile entegre olarak planlanan hattın, Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’un ulaşım sorununa önemli çözüm katkısı sağlayacak metro hattı olarak planlandı. Proje 2028 de faaliyete geçecek.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ticari Araç Haberleri markası tescilli bir markadır.