Connect with us

Otomotiv Sektörü

Eroldu: Çip Krizinden Sonra Otomotivde Şimdi de Enflasyon Krizi

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, düzenlediği basın toplantısı ile otomotiv sanayiinin ilk yarı sonuçlarını açıkladı. Otomotivde bu yılın ilk yarısının göreceli olarak pozitif kapandığını ifade eden Cengiz Eroldu, küresel çapta yaşanan enflasyonist baskı nedeniyle gelecek 6 ayda negatif bir tablo yaşanabileceği yönünde endişeleri olduğunu dile getirdi. Sektör yine de mayıs ayında yukarı yönlü revize ettiği yılsonu hedeflerini koruyor.

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, bu yılın ilk 6 ayın otomotiv açısından çok kötü geçmediğini ifade ederek, “Geçen yılın aynı dönemine göre üretimimiz yüzde 1,5 arttı, kapasite kullanımımız yüzde 65’ten yüzde 67’ye çıktı. Geçmiş yılların gerisinde olsa da bir iyileşme var. İhracatta adet olarak yüzde 1,2, tutar olarak pariteye rağmen da yüzde 5,3’lük artış var. Bütün bu pozitif verilerin yanında yalnızca Türkiye’deki otomotiv pazarı ilk yarıda yüzde 8,8 küçüldü. Gerçi bu da Avrupa pazarındaki düşüşe göre daha iyi bir rakam. Türkiye pazarı aslında Avrupa pazarlarından daha iyi sonuç gösterdi ilk 6 ayda” diye konuştu.

OSD’nin açıkladığı haziran ayı otomotiv sanayi verilerinde otomobil üretimindeki artış dikkat çekti. Çip krizi nedeniyle aylardır üst üste daralma yaşanan, mayısta ise sadece 0,3 artış kaydedilen otomobil üretimi, haziran ayında yıllık bazda yüzde 38,7 artarak 86 bin 585 adet olarak gerçekleşti. Toplam otomotiv üretimi ise haziran ayında yıllık bazda yüzde 26 artışla 135 bin 424 adet olarak gerçekleşti. Böylece, yılın ilk altı ayında otomobil üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 daralarak yaklaşık 383 bin adet olurken, bu dönemde toplam üretim ise yüzde 1.5 artışla 649 bin 311 adet oldu. Çip tedariki konusunda negatif ayrışmanın son bulacağını öngören otomotivciler, mayıs ayında yılsonu hedefl erini bir miktar yukarı çekmişti. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, o dönemde yaptığı açıklamasında sektörün yüzde 11-12 olan ihracat artış tahminini yüzde 14- 24 aralığına yükseltildiğini, yüzde 8-15 aralığında öngörülen üretim artışı oranını ise yüzde 10-18’e çıkardıklarını açıklamıştı. Eroldu, piyasadaki tüm olumsuzluklara rağmen bu hedefi koruduklarına dikkat çekerek, “İlk 6 aylık tablo da geçen yıla göre iyileştirmeyi gösteriyor. İlk 6 ayda malzeme ve çipten kaynaklı üretim kayıpları fazla oldu Türk otomotiv sanayinde fakat ikinci dönemde bunun biraz daha telafi edileceğini bekliyoruz” dedi.

Ancak ihracat pazarlarında yaşanan talep daralması ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin sektör açısından risk barındırdığını ifade eden Eroldu, “En büyük pazar Avrupa’da çok büyük beklentiler yok. Avrupa’da artan enflasyon ve adetlerdeki düşme Türk otomotiv sanayi açısından ihracat bacağında bir sıkıntı yaratabilir. Buna yalnızca ihracat bacağı olarak da bakmamak lazım iç pazarda da artan fiyatlar bir miktar gevşemeye yol açacak gibi duruyor. Dolayısıyla ikinci yarı biraz daha zor olacak” dedi.

Küresel satışa enflasyon revizesi Küresel otomotiv pazarında beklentilerin mayıs ayından sonra haziranda da aşağı yönlü revize edildiğini ifade eden Eroldu, “Küresel otomobil satışlarında 89 milyon adet olan 2022 tahmini şu anda 84 milyon, 106-107 milyon adet olan 2025 tahmini şu ise anda 100 milyon seviyesinde. Bu tablo gösteriyor ki, dünyada bir daha 100 milyon adetli satış seviyelere çıkmak zor olacak. Avrupa’da da keza benzer bir durum var. Avrupa’da da 2022 daha önce 13-14 milyon seviyelerinde tahmin edilirken, en son rakamlar 12 milyonu gösteriyor. Burada da önceki tahminlere göre yıllar içerisinde düşmeler söz konusu” açıklamasını yaptı. “Yeni pazarlar bulmamız gerek” Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’de satışlardaki düşüş sürerken, 1996’dan bu yana en kötü haziran ayı yaşandı. Talebin daha da düşmesi bekleniyor. Bu durum ihracatta pazar çeşitlendirilmesine gidilmesinin önemini yeniden gündeme taşıdı. Cengiz Eroldu, “Avrupa’da bir yandan malzeme sıkıntıları var. Enflasyon artarak devam ediyor. Ukrayna savaşının getirdiği tedirginlik var. Faiz artırımı beklentileri, talebi azaltacak konular. Bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman Avrupa’daki talebin daha da aşağı gitme ihtimali söz konusu. O yüzden de bizim yeni pazar çeşitlendirmelerine gitmemiz lazım. Burada tabii olumlu bir şey, hükümet de bu konuda farkındalığa sahip. Ticaret Bakanlığı da bu hafta içinde uzak ülkeler stratejisi dokümanını açıkladı. Burada doküman üzerinde, hükümetin de desteğini alarak, zaten böyle bir strateji açıklamaları da onların da bu konuda hem farkındalığının çok yüksek olduğunun bir göstergesi. Nasıl farklı pazarlara gidebiliriz? O konudaki çalışmalarımızı bizim de otomotiv sanayii olarak daha da arttırmamız lazım” dedi. “Lehte serbest ticaret anlaşmamız yok” Bu noktada Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) Türkiye’nin lehine olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapan Eroldu, “Maalesef lehte bir serbest ticaret anlaşmamız yok. Avrupa Birliği’nin Cezayir’le, Fas’la serbest ticaret anlaşmaları var, Türkiye bunların dışında. Böyle bir şey olmaması gerekiyor. Biz Mısır’a araç satarken ek vergi öderken, Avrupa’dan vergisiz gidiyor” dedi. AB’de boşalan kapasite Türkiye için tehdit! AB pazarındaki daralmanın Türkiye açısından iki farklı boyutu olduğunu ifade eden Eroldu, “Avrupa’daki toplam talepte bir düşme olması ihracat açısından bir risk. Diğer yandan, Avrupa’da bir kapasite fazlası ortaya çıkıyor. Avrupa’da kurulu fabrikalar var, aslında bu herkes için bir tehdit de aynı zamanda. Avrupa pazarının küçülmesi Türk otomotiv sanayi açısında da bir tehdit çünkü her yerde fazla kapasiteler ortaya çıkacak. Yeni yatırım peşinde koşarken, bir yandan da elimizdekini korumamız lazım. Bu tablo onu söylüyor aslında bize” dedi. “Kimyayı petrol ilk sıraya taşıdı, liderlik geçici” İhracatta kimya sektörünün otomotivin önüne geçerek ilk sıraya yerleşmesini değerlendiren Eroldu, “İhracatımızı artırmamıza rağmen kimyevi madde ve mamulleri sektörü en çok ihracat yapan sektörü konumunda. Tabii bu grubun içinde petrol ihracatı da var. Muhtemelen yılın sonunda petrol şirketlerinin en çok ihracat yapan şirket ödüllerini aldıklarını göreceğiz Dolayısıyla bunun geçici bir durum olduğunu, otomotivin yine lider olacağını düşünüyoruz” dedi.

“Öngörülemeyen mali politikalar yatırımlara zarar veriyor”

Türkiye’de Merkez Bankası’nın ve Maliye Bakanlığının gerçekleştirdiği parasal düzenlemelerin sanayicinin ve ihracatçının işlerini bir miktar zorlaştırdığına dikkat çeken Eroldu, “Bunların içinde en önemlisi ihracat bedelinin yüzde 40’ın TL’ye dönüştürme zorunluluğu. Eximbank’ın kullandırdığı Türk Lirası cinsinden kredilerinde şu anda sıkıntılar var. Döviz varlığı olan şirketlerin TL kredi kullanılmasının sınırlandırılması gibi. Bunlar belki bir katkı yaratıyor olabilirler ama yatırım ortamına zarar getiriyor aslında bir yerde. Türkiye’ye yeni gelecek olan yatırımcılar açısından da bunlar da bizce ortamı zorlaştıran konular. Yani serbest piyasa ekonomisi koşullarından çok uzaklaşmamamız lazım. Bu da ayrıca bizim için de otomotiv sanayisi için de beraberinde bir takım zorlukları da getiriyor” dedi. Diğer yandan, Türkiye’ye yeni yatırım gelmesi için iç pazarın büyümesi gerektiğini söyleyen Eroldu “Pazarın büyütülmesi, parkının gençleştirilmesi lazım ki Türkiye’deki otomotiv sanayii yerinde yatırımla büyüsün. Pazarın olduğu yerde yatırım olduğu için pazar her zaman için teşviklerden daha önemlidir. Teşvik cesaretlendirir ancak ana karar pazardır. Bugün Türkiye’de yalnızca ihracata yönelik tesis yoktur. Oturup hep beraber bütüncül bir politika ortaya koymamız lazım. Olay yalnızca vergiyi azalma konusu da işin içine çevre ve verimlik konuları da giriyor” dedi.

“Yaşlı araç parkı gençleştirilmeli”

Cengiz Eroldu, Türkiye’de 21,5 milyon adete yaklaşan araç parkının yaş ortalamasının otomobilde 13,6, hafif ticari araçlarda 13.1, ağır ticari araçlarda 17 ve traktörlerde 24,3 olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla oldukça yaşlı bir parkımız var. Bugün Türkiye’de 2000’den önce Türkiye’de dolaşan araçların yaklaşık yüzde 50’si çevre kirliliğinin yüzde 80’ini, yüzde 90’ını oluşturuyor. Bu çok önemli bir data ve Türkiye’de ilk defa paylaşılıyor. Bu tabii sorunu gösteriyor. Özellikle ağır vasıtalarda durum daha kötü” diyerek araç parkının gençleştirilmesinin önemine vurgu yaptı.

“Araç yetiştiremezken, ÖTV indirimi talebi doğru gelmiyor”

Enflasyonist baskı ve kur artışı paralelinde yükselen otomobil fiyatları nedeniyle yüzde 80’lik ÖTV dilimin altındaki model sayısı 10’un altına düştü. Türkiye’de 400 bin TL’nin altında sınırlı sayıda araç kaldı. Yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 70’lik ÖTV baremlerinin zamlar karşısında işlevini yitirmesi hem tüketici hem de markalar tarafında ÖTV matrahlarında yeni bir düzenleme beklentisi oluşturmuştu. Ancak OSD Başkanı Cengiz Eroldu’ya göre, arzın talebin çok gerisinde kaldığı ve ülke ekonomisinin vergi gelirlerine daha fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde kısa vadede bir ÖTV indiriminin gündeme gelmesi mümkün görünmüyor. Konuyla ilgili Eroldu, “Şu andaki ortamda biz gidip bir yandan mal yetiştirmezken, bir yandan da ‘ÖTV’yi indirelim’ demek doğru gelmiyor bana. ÖTV konusunda en güncel bilgiye Maliye Bakanlığı sahip. Hangi vergi diliminde ne kadar araç satılıyor bizden daha iyi biliyorlar. Şu anda da Türkiye’de belli bir talep var. O talep bu kadar hızlı devam ettiği müddetçe ve bir de ülkenin mali bilançosunu düşündüğümüz zaman ÖTV indirimi çok rasyonel gelmiyor açıkçası. Ama belli bir noktadan sonra talep düşmeye başlayacak, o zaman konu değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Bunu OSD Yönetim Kurulu’nda tartışmadık ama bu benim kişisel fikrim bu yönde” diye konuştu.

Sektör, Yılın İlk Yarısında 15,5 Milyar Dolarlık İhracat Gerçekleştirdi!

osd-logo.jpgTürkiye otomotiv sanayiine yön veren 13 büyük üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Ocak-Haziran dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, yılın ilk yarısında toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 649 bin 311 adet, otomobil üretimi ise yüzde 8 azalarak 382 bin 947 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 673 bin 991 adede ulaştı. Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 67 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 67, kamyon grubunda yüzde 88, otobüs-midibüs grubunda yüzde 33, traktörde ise yüzde 66 seviyesinde gerçekleşti.

Ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 26 oranında arttı!

Ocak-Haziran döneminde ticari araç üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artış gösterdi. Bu dönemde, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 26 artarken, hafif ticari araç grubunda üretim yüzde 18 arttı. Yılın ilk yarısında, toplam ticari araç üretimi yüzde 19 seviyesinde artarken 266 bin 364 adet olarak gerçekleşti. Pazara bakıldığında ise, Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ticari araç pazarı yüzde 4, hafif ticari araç pazarı yüzde 6 oranında azalırken, ağır ticari araç pazarı yüzde 3 arttı. Özellikle ağır ticari araç grubunda bir önceki yıla göre artış gerçekleşmesine rağmen baz etkisi dikkate alındığında 2015 yılına göre kamyon pazarı yüzde 30, otobüs ve midibüs pazarı yüzde 53 oranında daraldı.

Pazar 10 yıllık ortalamaların yüzde 3 üzerine çıktı!

Yılın ilk yarısını kapsayan dönemde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 9 daralarak 375 bin 683 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 10 daraldı ve 278 bin 282 adet oldu. Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, 2022 Ocak-Haziran döneminde toplam pazar yüzde 3, otomobil pazarı yüzde 4 oranında arttı. Ağır ticari araç pazarı yüzde 10 oranında artarken, hafif ticari araç pazarı ise geçen yıla paralel seviyede gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 39 olurken, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı yüzde 59 olarak gerçekleşti.

Sektörün toplam ihracattan aldığı pay yüzde 12,1 oldu!

Yılın ilk altı ayında otomotiv ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 1,2 artarak 466 bin 995 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı ise yüzde 9 azalarak 271 bin 54 adet oldu. Aynı dönemde, traktör ihracatı da yüzde 13 artarak 8 bin 906 adet olarak kayıtlara geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, otomotiv sanayi ihracatı Ocak-Haziran döneminde toplam ihracattan aldığı yüzde 12,1 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ikinci sırada yer aldı.

6 ayda 15,5 milyar dolarlık ihracat yapıldı!

Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 5, Euro bazında ise yüzde 16 arttı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 15,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 7 azalarak 4,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 3 artarak 4,1 milyar Euro oldu. Yılın ilk altı ayında dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 4 oranında artarken, tedarik sanayi ihracatı yüzde 7 oranında arttı.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’ndan Motor Sürücülerine Dost Bariyer Sistemi  

IC Altyapı Grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi, alanında öncü projelerine bir yenisini ekledi. Tamamlanan proje, yollardaki motor sürücülerinin daha güvenli bir şekilde yolculuk yapmalarını sağlayacak. 

Özel tasarım “Motorcu Dostu Bariyer Sistemi’”ni benzersiz kılan özellikleri; standart çelik otokorkuluklara eklenen koruyucu paneller, yüksek enerji emici sistemler ve keskin kenarların minimize edilmesi. Kazalarda ölüm riskini azaltan bu sistem, aynı zamanda sürüş konforunu da artırıyor.

Türkiye’nin öncü otoyol işletmecilerinden IC Altyapı Grubu bünyesinde yer alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, yeni projesini iki farklı tasarımla hayata geçirerek yüz binlerce motor sürücüsünün güvenli yolculuk etmesi hedefine önemli bir katkı sağladı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi, ‘‘Sürücü Hata Yapar Ama Otoyol Affeder’’ mottosuyla güveni esas alan “Motorcu Dostu Bariyer Sistemi” projesini tamamladı. Motorcu dostu bariyerler, dünyada “motorcyclist protection barrier” veya “motorcycle friendly barrier” olarak biliniyor.  Bu uygulamaların yaygınlaşmasıyla, yol altyapısı motosiklet kullanıcıları için daha güvenli hale gelecek, kazalar ve ciddi yaralanmaların sayısı azalacak. Bu uygulama, sadece fiziksel güvenliği değil, sürücü farkındalığını ve toplum sağlığını da artıran bir çok önemli adım.

Enerji Emen Sistemler Koruyor

Türkiye’de 6 milyonu aşkın motor sürücüsü otoyallarda yolculuk yapıyor. Bununla beraber motosiklet kazaları, karayolu güvenliği açısından ciddi bir risk oluşturuyor. “Motorcu Dostu Bariyer Sistemi’’, sürücünün bariyerin altına girerek direğe çarpmasını veya keskin kenarlara çarpmasını önlemeyi hedefler. Bu özel tasarım, standart çelik otokorkuluklara eklenen koruyucu paneller, yüksek enerji emici sistemler ve keskin kenarların minimize edilmesi ile motosiklet kullanıcıları için güvenliği artırıyor. Başarılı bir bariyer sisteminde yer alan özellikler de şöyle sıralandı: ‘’Sürücünün bariyer altına girmesini engeller. Enerjiyi emerek darbe etkisini azaltır. Keskin çıkıntıları ortadan kaldırır. Otomobil güvenliğini etkilemeden motosiklet sürücüsünü korur.’’

Hedef; projeyi daha geniş alana yaymak 

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi, gelecek dönemde çok sayıda noktada kapsamlı uygulamalar hayata geçirmeyi hedefliyor. Özel tasarım olan bu uygulama, kavşaklar, virajlar ve geçiş noktalarında güvenliği artırarak sürücülerin hayatını korumayı amaçlıyor. Yaşam kurtaran Motorcu Dostu Bariyerlerin avantajları ise şöyle sıralanıyor; ‘’Ciddi Yaralanma ve Ölüm Riskini Azaltır: Bariyerin altına girme veya keskin kenarlara çarpma durumlarını minimize eder. Yol Güvenliğini Yükseltir: Kavşaklar,  virajlar ve geçiş noktalarında standartları iyileştirir. Sürüş Konforunu Artırır: Motosiklet kullanıcıları için daha güvenli bir yol deneyimi sunar. Özel Tasarım: Ek paneller ve enerji emici sistemler ile bariyerin otomobil güvenliği fonksiyonunu bozmadan motosiklet güvenliğini artırır. Risk Grubuna Yönelik İyileştirme: İstatistiklere göre, 2023 yılında ölümlü ve yaralanmalı kazalarda motosikletler ikinci sırada; bu sistem doğrudan bu gruba hitap eder.’’

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Hyundai Motor Türkiye’den Kadın Sürücüleri Cesaretlendiren Proje

Toplumsal cinsiyet eşitliği, hayatın her alanında olduğu gibi trafikte de önem taşıyor. Hyundai Motor Türkiye, iki yıl önce bu farkındalıkla yola çıkarak kadınların trafikte daha aktif rol almalarını teşvik eden örnek bir sosyal sorumluluk projesine imza atmıştı: “Trafikte Daha Çok Kadın”. Kadın sürücüleri trafikte daha fazla özgüvenli olmaya teşvik etmek amacıyla başlatılan “Trafikte Daha Çok Kadın” projesi, Hyundai Motor Türkiye’nin toplumsal sorumluluk yaklaşımının önemli bir parçası olarak büyümeye devam ediyor. Proje kapsamında, ehliyeti olmasına rağmen trafiğe çıkmaya çekinen kadınlara yönelik teorik ve pratik sürüş eğitimleri düzenleniyor. Bu proje, sadece bireysel gelişimi değil, aynı zamanda kadınların trafikte daha fazla temsil edilmesini ve toplumda güvenli sürüş kültürünün yaygınlaşmasını hedefliyor. Kadınların trafikte daha fazla yer alması hem trafik güvenliğini artırıyor hem de toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyor.

Hyundai, Kıbrıs’ta düzenlediği özel eğitimde de bu kez projeyi kadın gazeteciler ile buluşturdu. Alanında uzman 30 kadın basın mensubunun katıldığı etkinlikte, güvenli sürüşe yönelik teorik bilgilendirmelerin ardından katılımcılar pist üzerinde oluşturulan özel istasyonlarda pratik eğitimler aldı. Basın buluşmasına özel hazırlanan kısa eğitimde; panik frenleme, slalom ve viraj kontrol gibi konular deneyimlendi.

 

Proje kapsamında verilen eğitimler, sadece teknik sürüş becerilerini değil, aynı zamanda psikolojik destek ve özgüven kazanımını da içeriyor. Eğitime katılanlar güvenli sürüş teknikleri öğreniyor, trafikte karşılaşabilecekleri durumlara karşı hazırlıklı hale geliyor ve eğitim sonunda sertifika alarak ilk adımı atmış oluyor.

 

Women Drivers Network ile iş birliği

Proje, Hyundai Motor Türkiye’nin Women Drivers Network ile yaptığı iş birliği sayesinde hayata geçirildi. Bu ağ, kadınların sürüş deneyimlerini paylaşmalarını, birbirlerinden öğrenmelerini ve destek almalarını sağlayan bir platform sunuyor. Women Drivers Network iş birliğiyle hayata geçirilen proje, bugüne kadar 100’ü aşkın kadın sürücüye güvenli sürüş eğitimi verilmesini sağladı. Hyundai, bu sayıyı önümüzdeki dönemde artırarak 2 yılda 1.000’den fazla kadın sürücüye veya sürücü adayına ulaşmayı hedefliyor.

 

Murat Berkel: “Kadınları trafikte cesaretlendirmek istiyoruz”.

Kıbrıs’ta düzenlenen eğitime Hyundai Motor Türkiye’nin üst yönetimi de katılım gösterdi. Markanın Yurtiçi Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Murat Berkel, proje hakkında şunları söyledi: “Türkiye’de milyonlarca kadının ehliyeti olmasına rağmen, birçoğu çeşitli nedenlerle aktif olarak araç kullanmıyor. Kimi zaman özgüven eksikliği, kimi zaman toplumsal baskılar veya trafik korkusu, kadınların direksiyon başına geçmesini engelliyor. Hyundai olarak bu projemizle kadınları cesaretlendirmeyi, desteklemeyi ve trafikte daha görünür hale getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, kadınların trafikte daha özgüvenli olmaları, hem toplumsal gelişim hem de güvenli sürüş kültürü açısından büyük önem taşıyor. Hyundai Motor Türkiye olarak kadın sürücülerin yanında olmaktan ve bu alanda farkındalık yaratmaktan gurur duyuyoruz”.

 

Toplumsal Etki ve Farkındalık

“Trafikte Daha Çok Kadın” projesi, sadece bireysel gelişimi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü hedefliyor. Kadınların trafikte daha fazla yer alması trafik güvenliğini artırıyor, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyor ve kadınların özgüvenini ve bağımsızlık duygusunu pekiştiriyor. Direksiyon başında daha çok kadın görmek, sadece bir hedef değil; daha eşit, daha güvenli ve daha kapsayıcı bir toplumun da göstergesi.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Renault’nun yeni SUV’unun ismi belli oldu : Boreal

Renault Boreal, Avrupa dışındaki 70’ten fazla pazar için tasarlandı. İlk olarak Latin Amerika’da satışa sunulacak model, ilerleyen dönemde farklı ülkelerde de kullanıcılarla buluşacak.

Yeni Boreal, Renault’nun uluslararası pazarda ürün gamını üst segmente taşıma hedefini yansıtıyor. Boreal ismi, keşif ruhunu temsil edecek şekilde Fransızcadan ilham alınarak oluşturuldu.

Renault Boreal, teknolojiyi, konforu ve sürüş keyfini bir araya getiren yapısıyla dikkat çekiyor. Modelin dünya lansmanı önümüzdeki aylarda Brezilya’da gerçekleştirilecek.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ticari Araç Haberleri markası tescilli bir markadır.