Sektörel
Petrol Ofisi, Texaco Ürünlerinin Türkiye’deki İlk Üretimine Başladı

Petrol Ofisi, Petrol Ofisi ile Chevron Brands International (Chevron) arasında imzalanan anlaşma kapsamında Texaco® madeni yağ ürünlerinin üretimine başladığını duyurdu. Petrol Ofisi’nin Derince’deki madeni yağ fabrikasında üretilecek olan Texaco ürün yelpazesini, sentetik binek otomobil motor yağları, ağır vasıta motor yağları, gaz motoru yağları, hidrolik ve dişli yağları oluşturuyor.
Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, ilk Texaco üretiminin uzun vadeli bir iş birliğinin başlangıcını ve gelişimini işaret ettiğini vurguladı. Chevron Avrupa Genel Müdürü ve Küresel Denizcilik Yağları Genel Müdürü Pat McCloud ise, Türkiye pazarının Chevron için önemine ve bu iş ortaklığının genişletilmesinin, iki kuruluş arasındaki temeli 70 yıl öncesine dayanan iş birliğini daha da güçlendireceğine dikkat çekti.
Petrol Ofisi ve Chevron’un, Texaco markalı madeni yağların Türkiye’deki üretim, satış ve pazarlama faaliyetlerini kapsayan anlaşması Eylül 2020’de imzalanmıştı. Sözleşme kapsamında, Chevron’un Texaco markalı madeni yağlarının satış ve pazarlaması, Türkiye’nin en geniş madeni yağ dağıtım ve satış ağının sahibi, pazarda iddialı büyüme planları ile öne çıkan Petrol Ofisi tarafından yapılacak. Anlaşma ile Texaco’nun dünyaca ünlü Havoline® ve Delo® markalı ürünleri de Türkiye’de üretilip satılacak.
İş birliği kapsamında ilk etapta, Texaco markalı sentetik binek otomobil motor yağları, ağır vasıta motor yağları, hidrolik, dişli ve gaz motor yağlarının üretimine başlandı. Ürün yelpazesi, Türkiye’de ilk kez üretilecek bazı özel serilerle birlikte tüm Texaco ürünlerini kapsayacak şekilde genişleyecek.
“Anlaşma, gelişmenin ve yapılacak katkının başlangıcını simgeliyor”
Köklü geçmişi ile Türkiye akaryakıt ve madeni yağlar pazarlarındaki gücünün, Petrol Ofisi’ni sektör lideri olarak farklı kıldığını vurgulayan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Ancak tüm gücümüze ve büyüklüğümüze rağmen elimizdekilerle yetinmiyoruz ve her alanda gelişmeyi hedefliyoruz. 2020 yılında pandemi koşullarına rağmen, faaliyet gösterdiğimiz her alanda, her iş kolunda beklentilerin çok üzerinde başarımızı gösteren rakamlar kaydedildi. Bu zor zamanlarda yeniliklere, değer üretmeye de devam ettik. En önemli örnek ise madeni yağlar alanındaydı. Covid-19 döneminde Chevron ile tüm görüşmelerimizi bir yıldan kısa süre içerisinde tamamlayarak, Eylül 2020 itibari ile Chevron’un madeni yağlarda ana markası olan Texaco ürünlerinin Türkiye’deki üretimi dahil tüm faaliyetlerini üstlendik. Şimdi ise hazırlıkları tamamlayarak bu iş birliği kapsamındaki ilk Texaco markalı ürünlerin üretimine başlamanın gururunu yaşıyoruz. Bu güzel iş birliğinin işareti ve ilk adımı olan anlaşma, artık gelişmenin ve yapılacak katkının başlangıcını simgeliyor. Bu ilk üretimin Petrol Ofisi, Chevron ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“Petrol Ofisi gibi güçlü bir iş ortağı ile hedeflerimize ulaşacağımızdan eminiz”
Chevron Avrupa Genel Müdürü ve Küresel Denizcilik Madeni Yağları Genel Müdürü Pat McCloud, “Türkiye, Chevron için önemli bir pazar ve Petrol Ofisi ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğinden gurur duyuyoruz” dedi. İki dünya markasının 70 yıl önceye dayanan ilişkilerine dikkat çeken McCloud, “Petrol Ofisi ile stratejik ilişkimizde yeni bir sayfa açmaktan onur ve heyecan duyuyoruz. Chevron ve Petrol Ofisi iş birliğiyle, Türkiye madeni yağlar pazarında Texaco markasını gerek tüketici nezdinde, gerekse ticari ve endüstriyel açıdan büyütmeye kararlıyız. Vizyonumuz, Türkiye’de etkin bir pazar payı elde etmektir. Chevron olarak Petrol Ofisi gibi güçlü bir iş ortağı ile güven, dürüstlük ve performansa dayalı ortak hedeflerimize ulaşacağımızdan eminiz” dedi.
“70 yıla uzanan köklü ve başarılı iş birliği, bir üst seviyeye taşındı”
Pazar payı ile olduğu kadar 400’ü aşkın ürün çeşitliliği, en büyük dağıtım, satış ağı, üretim ve depolama kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük madeni yağ markası olduklarını belirten Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, “Chevron da kendi alanında dünya markalarından biri. Bu iki güçlü markanın 70 yıla uzanan köklü ve başarılı bir ilişkisi var. Uzun süredir devam eden bu iş birliğinde, deniz yağlarında olduğu gibi son zamanlarda birçok başarılı proje hayata geçirildi. Bugün ise bu iş birliğini bir üst seviyeye taşıdık. Bu kapsamlı, uzun vadeli anlaşma ve başlayan üretim ile Chevron’la yeni bir döneme girerken köklü iş birliğimizi daha da güçlendirdik ve güçlü büyüme yolculuğumuza istikrarlı, kendinden emin bir şekilde devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Sektörel
Komatsu, MINEX 2025’te Yer Altı Maden Kamyonu HX20’nin Türkiye Prömiyerini Gerçekleştirdi

Marubeni Dağıtım ve Servis, 3-6 Eylül 2025 tarihleri arasında Fuarİzmir’de düzenlenen MINEX – 11. Uluslararası Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nda en yeni yer altı maden kamyonu Komatsu HX20’nin Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi; paletli ekskavatörler arasında verimliliği ile dikkat çeken Komatsu PC210LC-11E0’ı da iş ortakları ile buluşturdu. Marubeni Dağıtım ve Servis, Montabert’in en yeni hidrolik kırıcılarından SD28, V1800 ve XL1900’u da MINEX’de sergiledi. Açık ve kapalı alanda yer alan iki ayrı stantta konuklarını ağırlayan Marubeni Dağıtım ve Servis, maden sektöründe farklı çözümleri sağlayan en yeni teknolojileri ile de çözüm ortağı olduğunu gösterdi.
Yer altı madenlerinde verimliliği ve performansı en üst düzeye taşımaya hazırlanan yeni Komatsu HX20’nin Türkiye’deki ilk gösterimi Fuarİzmir’de düzenlenen MINEX – 11. Uluslararası Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nda gerçekleştirildi. Japon kalitesiyle iş ortaklarıyla buluşan tüm Komatsu ürünlerinde olduğu gibi, 23 tonluk paletli ekskavatör segmentinde verimlilik standartlarını yeniden belirleyen Komatsu PC210LC-11E0 da fuarda yerini aldı.
Yer altı maden sektörüne yeni bir kamyon: Komatsu HX20
Komatsu HX20, zorlu yer altı koşullarında üstün performans göstermek için tasarlandı. Orta ve büyük ölçekli madencilik faaliyetlerinde güvenilir ve dayanıklı bir madencilik kamyonu olan Komatsu HX20, üretimi en üst düzeye çıkarırken bakım ve bekleme sürelerini en aza indirmeye yardımcı oluyor. Yer altı madenlerinin zorlu koşullarına karşın Komatsu kalitesini sağlayan Komatsu HX20, 20 tonluk taşıma kapasitesi, 209 kW’lik güçlü ve çevreci Cummins QSB6.7 motoru ile verimlilik ve üretkenliğe odaklanıyor. Kompakt boyutları sayesinde dar galerilerde kıvrak hareket edebilmesi ve kendini kanıtlamış teknolojilerinin sorunsuz yapısı sayesinde yer altı madencilik faaliyetleri yürüten işletmelerin yeni favorisinin Komatsu HX20 olması bekleniyor.
9.417 mm’lik uzunluğu, 2.200 mm’lik genişliği ve yüklü haldeyken 2.555 mm’lik yüksekliğiyle kompakt bir yapı sergileyen Komatsu HX20, 10 metreküplük standart damper kapasitesine ek olarak 6 veya 12,5 metreküplük damper kapasitesi seçenekleriyle de sipariş edilebiliyor. Yaklaşık 19 tonluk çalışma ağırlığı ve 20 tonluk yük kapasitesiyle, 39 tonluk toplam yüklü ağırlığa ulaşabilen Komatsu HX20, en zorlu, dar ve alçak yer altı madenlerindeki işlerin üstesinden kolaylıkla gelebiliyor.
Düşük tüketim ve verimliliğin sembolü: Komatsu PC210LC-11E0
Yenilenmiş hidrolik ve motor tasarımı sayesinde yüzde 20’ye varan düşük yakıt tüketimiyle Komatsu PC210LC-11E0, 23 tonluk paletli ekskavatör segmentinde verimlilik standartlarını yeniden belirledi. Komatsu PC210LC-11E0, geliştirilmiş kontrol valfi ve yüksek kapasiteli pompası sayesinde, kule dönüş, bom, arm ve kovanın aynı anda hareket ettiği kombine hareketlerde hız sağlıyor.
Operatörlerin konforu ve rahatlığı için geniş görüş açılı kabin, kullanımı kolay, konsola entegre kısa levyeler, elektrikli hava süspansiyonlu ve ısıtmalı koltuk donanımları devreye giriyor. Sınıfının en düşük Adblue tüketimine sahip seçeneklerinden Komatsu PC210LC-11E0, çalışma esnasında DPF rejenerasyonunu otomatik olarak gerçekleştirirken operatörler çalışmalarına aralıksız devam edebiliyor. Komatsu PC210LC-11E0, kırıcı tesisatı ve seçilebilir kırıcı mod/ataşman modları ile de istenilen şekilde kırıcı ile çalışılabiliyor, böylelikle kullanıcılara kolaylık ve yüksek performans sunuyor.
Maden sektörüne Komatsu imzası
Komatsu HX20’nin Türkiye’ye gelmesi ile birlikte madencilik sektöründeki katma değerli ürünlerine bir yenisini daha ekleyen Marubeni Dağıtım ve Servis, Komatsu HX30 ve Komatsu HX45 gibi yeni yer altı kamyonlarını da iş ortaklarının beğenisine sundu. Komatsu’nun yeni ürünleri arasına Komatsu WX07, Komatsu WX11 ve Komatsu WX15 yer altı yükleyicileri de eklendi. Tüm Komatsu ürünlerinde olduğu gibi düşük işletme maliyeti sağlayan güçlü şasi ve sistem tasarımları, isteğe göre uyarlanmış gövde ve boyutlar ile Komatsu’nun bir asırlık tecrübesiyle kanıtlanmış teknolojileri, yer altı madenlerinde de iş ortaklarının avantajlarına hizmet ediyor.
Sektörel
Shell’in kârı yüzde 28 azaldı

Küresel petrol şirketi Shell, 2025 yılı ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını yayımladı. Buna göre Şirket bu dönemde 5,58 milyar dolar net kâr elde etti. Şirketin net kârı 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 28 geriledi.
Öte yandan daha düşük amortisman ve daha düşük maliyetler Shell’in ilk çeyrekteki kazançlarını dengeledi.
BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE KAR ELDE ETTİ
Piyasa beklentisi Shell’in bu dönemdeki kârının yaklaşık 4,96 milyar dolar olacağı yönündeydi. Böylece, Shell’in bu dönemdeki kârı beklentilerin yaklaşık yüzde 13 üzerinde gerçekleşti.
HİSSE GERİ ALIMI YAPACAK
Shell, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen gelecek üç ay için ek 3,5 milyar dolarlık hisse geri alımı yapacağını da açıkladı. Böylece şirket, art arda 14 çeyreklik en az 3 milyar dolarlık hisse alımı gerçekleştirecek.
Blog
OMODA7 Yeni Nesil İçin Crossover Segmentini Yeniden Tanımlıyor!

Yenilikçi tasarım diline sahip modelleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine çeken OMODA markası dünya genelinde yeni nesilleri en iyi anlayan ve farklı yaştan gençlerin farklı ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını her zaman derinlemesine anlayan ve karşılayan bir crossover markası olarak dikkat çekiyor. C segmenti bir crossover olan OMODA7 ve şarj edilebilir hibrit OMODA7 PHEV, NEO tasarımı, NEO teknolojisi ve NEO kalitesiyle trendleri hedefliyor. Kullanıcılar, “Art in motion X” vizyonuna sahip dış tasarımından akıllı kokpit ve konfor deneyimine kadar, NEO ulaşım ve yaşam tarzının çekiciliğini deneyimleyebiliyor ve OMODA’nın öncü bakış açısını crossover segmentinde nasıl yeniden tanımladığını görebiliyor.
Toplumsal ritmin hızlanması ve kişisel gereksinimlerin artmasıyla birlikte OMODA, yeni nesillerin belli bir kesiminin daha olgun karakter özellikleri sergilediğini gözlemledi. Bu, aslında içe dönük ama dizginlenemeyen bir grup. Dışarıdan bakıldığında pek dikkat çekmeyen ama içten içe farklı olmayı hedefleyen bir yapıya sahip. OMODA, bu kitleye hitap etmek amacıyla NEO Crossover vizyonuyla yeni OMODA7’yi piyasaya sürdü.
OMODA7 NEO vizyonuyla ulaşımı yeniden tanımlıyor!
Şehrin neon ışıkları geceyi aydınlattığında, OMODA7 keskin “X” şeklindeki ön cephesiyle karmaşanın içinden sıyrılıyor. Gövde, ön taraf alçak ve arka kısım daha yüksek olmak üzere bir dalış pozisyonu sergiliyor. Gizli yan camlar ve sileceklerin tasarımı, gövde hatlarının incelikle işlenmiş bir sanat eseri gibi kusursuz bir şekilde harmanlanmasını sağlıyor. OMODA 7, sınıfında tek olan akıllı ritim aydınlatma setiyle donatıldı. Böylece sanki gövdeden enerji akıyormuş gibi aracın durumuna göre gerçek zamanlı olarak uyum sağlayabiliyor. Araç çalıştırıldığında ön tampondaki aydınlatmalar yanarak ışık gösterisinin başladığını işaret ediyor. Akan sinyaller dönüşlerde yanıp sönerek aracın yan taraflarında dinamik ışık ve gölgeler yaratıyor. Şarj için park edildiğinde ise yan camdaki şarj lambaları yanarak araca dinamik bir hava katıyor.
OMODA7 akıllı kabin teknolojisiyle iç mekânda da NEO vizyonunu vurguluyor!
Akıllı kabine binen ön yolcu, bu sınıftaki tek 15,6 inçlik Star Track kayar ekran üzerinde dört parmağını sorunsuzca kaydırarak anında üst düzey sürükleyici akıllı eğlence yolculuğuna başlayabiliyor. 12 hoparlörlü panoramik ses sistemi, melodiyi senkronize bir şekilde çalarken her hoparlör sessizce birlikte çalışarak sürükleyici bir deneyim üretiyor. Dört bölgeli ses tanıma sistemi, ulaşım için mükemmel bir yardımcı olarak öne çıkıyor. Dış dünyadaki sesler çift katmanlı ses geçirmeyen camlar sayesinde kabinden uzak tutulduğundan aracın içi huzur dolu bir vahaya dönüşüyor. İster trafik sıkışıklığı stresi olsun, isterse de uzun bir yolculuğun yorgunluğu; tüm bunların etkisi, çok iyi ayarlanan zarif süspansiyon ve sessiz kokpit sayesinde hafifletiliyor. Akşam vakti aracın camından içeri hafif bir esinti estiğinde, ön koltuktaki yolcunun sadece bir düğmeye basması yeterli oluyor ve VIP koltuk bacak desteğini yavaşça açarak yumuşak masaj modunu başlatıyor.
OMODA7 PHEV Süper Hibrit sayesinde menzil sınırlarına takılmıyor!
OMODA7 PHEV hibrit modelinin, OMODA markasının dünyanın öncü NEV teknolojisi Süper Hibrit Sistem (SHS) ile donatılan ilk süper hibrit modeli olduğunu da belirtmekte fayda var. OMODA7 PHEV, “ultra uzun toplam sürüş menzili, ultra düşük şarj modu yakıt tüketimi (CS) ve tamamen elektrikli sürüş menzili” açısından sınıfının en iyi performansıyla, Çin’deki dokuz ülkeyi kapsayan basın turu kapsamında yeni tamamlanan Süper Hibrit Maratonu’nda tüm beklentileri aştı. Ölçülen menzil 1.457 km’ye ulaşarak hibrit SUV dünyasının tüketim ve menzil standardını yeniden tanımladı. En güzel OMODA modelinin süper hibrit teknolojisiyle bir araya gelmesiyle NEO trend ulaşım konsepti ve NEO teknolojileri son derece gelişmiş ve entegre bir yapı ortaya koyuyor. Böylelikle OMODA7, üst düzey crossover ulaşımını yeniden tanımlıyor.