Sektörel
PROMETEON TÜRKİYE GÜÇLÜ BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR

Prometeon Türkiye, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türkiye’nin ilk lastik fabrikasının sahibi olarak Türkiye ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor.
Dünyanın endüstriyel ve ticari lastik odaklı tek global şirketi Prometeon Tyre Group, dünyada ve Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. Anteo, Eracle, Tegrys markalarının yanı sıra Formula, Pharos ve Pirelli lisansıyla endüstriyel ve ticari lastikler üreten Prometeon, üç ülkede dört fabrikası, 8 bin çalışanı ve 160 ülkede yürüttüğü operasyonları ile 1,5 milyar euro ciroya ulaştı.
75 ülkeyi kapsayan “Türkiye-Afrika-Orta Doğu-Rusya-Orta Asya ve Kafkaslar” Bölgesi’nin merkez üssü konumunda yer alan Prometeon Türkiye, 1960 yılında Türkiye’de kurulan ilk lastik fabrikası olan Kocaeli fabrikasını da yönetiyor. Prometeon Türkiye, Kocaeli fabrikasında en yüksek teknolojiye sahip premium lastiklerin yanı sıra standart ve ekonomik segmentte lastik üretimi ile lojistik sektörünü destekliyor ve üretiminin yüzde 50’den fazlasını başta Avrupa olmak üzere 87 ülkeye ihraç ediyor. Prometeon Türkiye Kocaeli fabrikası, en yüksek ticari lastik üretim kapasitesine sahip üretim tesisi ve 150 kişilik ekipten oluşan Ar-Ge Merkezi ile hem grup içinde hem de Türkiye’de öne çıkıyor.
“Prometeon Türkiye’nin cirosu 2017-2022 yılları arasında euro bazında 2.4 katına çıktı, 2020 yılından bu yana tek markada pazar lideriyiz”
Kocaeli fabrikası Ar-Ge Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Prometeon Türkiye, AFME, Rusya, CIS Bölgesi CEO’su Gökçe Şenocak, “Global lastik pazarı, ticari araç pazarının ve lojistik endüstrisinin büyümesinin de pozitif etkisiyle her yıl büyüyor. Global lastik pazarında Türkiye’nin de içinde bulunduğu MEA bölgesi %13 paya sahipken, Türkiye MEA pazarının %12’sini oluşturuyor. Prometeon Türkiye olarak biz içinde bulunduğumuz MEA bölgesindeki net satışların 53’ünü gerçekleştirerek ülke olarak başarılı bir performans ortaya koyuyoruz.” dedi.
Türkiye lastik pazarı ve Prometeon Türkiye’nin liderliği hakkında da bilgi paylaşan Şenocak şunları kaydetti: “2017-2022 yılları arasında Türkiye yenileme pazarı %12 büyürken biz ise adette %33 büyüdük. Pazar payımızı ise aynı dönemde 4 puan artırdık. Halihazırda pazardaki her 4 lastikten biri, Prometeon tarafından üretiliyor. Diğer yandan premium ticari lastiklerimiz ile Türkiye’de 2020’den beri tek markada aralıksız pazar lideri konumunda yer alıyoruz. Bu başarıda Türkiye fabrikamızın kapasitesi, tecrübesi, bilgi birikimi, Türk mühendislerinin ve üretimin başındaki her bir çalışma arkadaşımızın emekleri büyük paya sahip.
Şirketimiz büyürken istihdamımız ve ihracatımız da büyüyor. İstihdamımız 2017’den bu yana %15 artarak 2300 kişiye ulaştı. 2023 sonu itibariyle 1.850.000 adet üretim kapasitesine ulaşacak olan üretim tesisimiz Türkiye’deki en yüksek ticari lastik üretim kapasitesine sahip fabrika konumunda. Ciromuzu 5 yılda euro bazında 2.4 katına çıkardık ve ihracat ciromuzu da yine euro bazında 4 kat artırdık. Halihazırda 87 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Yüksek teknoloji lastikleri üretme yetkinliğimizle ihracatımızın 2/3’ünü en premium pazar olan Avrupa’ya yapıyoruz.”
Prometeon mühendisliği ile geliştirdikleri yenilikçi ürün ve hizmetlere de değinen Şenocak “Sürdürülebilirliği her zaman gündeminde tutan ve bunu inovatif çözümlerle destekleyen bir grup olarak, Ar-Ge Merkezi’mizde yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltan yeni lastik teknolojileri için çalışıyoruz. Prometeon mühendisliği ile geliştirilen ve üretilen 02 Serisi lastiklerimiz Türkiye Ar-Ge Merkezi’nin ortak çalışmaları ve Türkiye fabrikamızda yapılan üretimle Mayıs 2022’de yollara çıktı. Diğer yandan yeni teknolojili elektrikli ve çevre dostu araçlar için otomotiv endüstrisine, yük taşıma kapasitesi yüksek, sürdürülebilir malzeme ve teknolojiler ile üretilen lastikler tasarlıyoruz. Gelecek 10 yılda, hidrojen ve elektrikli motorlar için orijinal ekipman üreticisi olan ağır vasıta ve şehir içi otobüs üreticileri ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Ciromuzun her yıl yüzde 3’ünü Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
2023 yılını %6 büyüme ile kapatmayı hedeflediklerini belirterek, artan üretim kapasitesi ve Türkiye’de yaygın bayi organizasyonu ile pazar liderliğini daha da ileri taşıyacaklarını söyleyen Şenocak; “En iyi lastikleri ve çözümlerini üreterek güvenilir iş ortağı olma vizyonumuzla Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında da üretim, istihdam ve ihracat ile ülke ekonomisine katkımızı artırmak üzere çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
“Prometeon Türkiye fabrikası, Grubumuzda en yüksek teknolojiye sahip fabrika olarak öne çıkıyor”
Prometeon Türkiye’nin Grup içindeki önemli rolüne değinen ve yetkinliklerinden bahseden Prometeon Tyre Group CTO’su Alexandre Bregantim şunları söyledi: “Türkiye fabrikamız dünyadaki fabrikalarımız arasında en yüksek teknolojilere sahip fabrika olarak öne çıkıyor. İnovasyonumuzu hızlandıran, dünyadaki en gelişmiş Ar-Ge Merkezi’miz de Türkiye’de yer alıyor. Prometeon Tyre Group olarak geleceğimizi şekillendiren ve üzerinde en önemle durduğumuz konular inovasyon, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik. Türkiye’deki güçlü ekibimizle bu konulara odaklanmayı sürdüreceğiz.”
“Gelecekte de sürdürülebilir büyüme hedeflerimize paralel üretim yapmaya devam edeceğiz”
Prometeon Türkiye’nin 63 yıllık tarihindeki kilometre taşlarını ve şirketin geldiği noktayı değerlendiren Prometeon Türkiye CTO’su-Fabrika Direktörü Bahadır Özer, “Prometeon olarak inovasyonu müşteri merkezli olarak yürütüyoruz. İnovasyonun temel taşlarını; OEM iş birlikleri, sürdürülebilirlik, açık inovasyon, regülasyon, ürün gelişimi ve dijital mobilite oluşturuyor.” dedi.
Prometeon mühendisliği ile üretilen lastikler hakkında da bilgi veren Özer “Dijital mobilite kapsamında lastik içi sensör uygulamalarını üretimimizin bir parçası haline getirmek üzere çalışırken RFID’yi özellikle 02 Serisi’nde tüm lastiklerde uygulamaya geçtik.” şeklinde konuştu.
Grubun dünya çapındaki en büyük Ar-Ge tesisi olan Türkiye Ar-Ge Merkezi’nde yaklaşık 150 çalışanı ile sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı 25’e yakın TÜBİTAK Projesi yürüttüklerini kaydeden Özer “2007’de kurulan ve 2015 yılında sektöründe Bakanlık lisansı alan ilk Ar-Ge Merkezi olan merkezimizi 2021 yılında yeniledik. 2023’te Ar-Ge Merkezimiz, Türk Akreditasyon Kurumu’ndan, indoor diye bilinen kapalı alan lastik testlerinin yapıldığı deney laboratuvarı olarak akredite edildi. Böylelikle Ar-Ge Merkezi’miz, Prometeon’un kendi lastik test laboratuvarından verdiği test sonuçlarının ulusal ve uluslararası resmi veya özel kuruluşlarca kabul edilmesinde güvenilirliği sağlayan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.” dedi.
Özer, büyük Prometeon Türkiye Ailesi olarak gelecekte de yenilikçi ürün ve hizmetleri artırarak sektöre liderlik etmeye devam edeceklerini kaydetti.
“Satış sonrası hizmetler de terzi işi”
Lastik sektörünün ürün tedarikçiliğinden hizmet sağlayıcılığına dönüştüğü süreçte, ‘terzi usulü’ ürün ve hizmetlerin öne çıktığını vurgulayan Prometeon Türkiye, MEA, Rusya, CIS Bölgesi Pazarlama Direktörü Faruk Uslu, Prometeon Türkiye’nin 2017’de %21 olan pazar payının %25’e ulaştığına değindi. Uslu, Prometeon’un premium ve ekonomik segmentteki büyümesine dikkat çekti.
“Tek markadaki pazar liderliğimizin önemli bir destekleyicisi, inşaat segmentinde %30 pay ile olan liderliğimizdir. Zorlu inşaat sahalarında Prometeon tarafından üretilen lastiklere güveniliyor.” diyen Uslu filolar ve bireysel şoförler nezdinde Prometeon tercihinin 2017-2021 yılları arasında toplam 8 puan arttığını vurguladı.
Orijinal ekipman üreticileri ile olan iş birliklerine de değinen Uslu; “Ar-Ge Merkezi’mizin gücüyle hem yenileme pazarı için hem de orijinal ekipman pazarı için en yenilikçi lastikleri geliştiriyoruz. Ticari araç üreticileri ile yaptığımız iş birlikleri ile araç sektöründeki trendleri izliyor, ticari araç lastiklerinde trendleri yaratıyoruz. Prometeon Türkiye olarak ulusal ve yerel oyuncularla çalışıyoruz. Orijinal ekipman pazarına yaptığımız satışlar 2017-2022 yılları arasında adet bazında 2 kattan fazla büyüdü.” ifadelerini kullandı.
2025 sonu itibariyle tüm premium lastiklerin yerini 02 Serisi’nin alacağını belirten Uslu şunları kaydetti; “Yeni 02 Serisi %10 daha fazla kilometre performansı ve %20 daha fazla dayanıklılık vadederek verimlilik, tasarruf ve sürdürülebilirlik açılarından öne çıkıyor. Uluslararası taşımacılık lastiği olan H02 Profuel ürünümüz A sınıfı etiket değeri ile %1,4 daha düşük yakıt tüketimi sayesinde 150 araçlık bir filoda yılda 3 milyon TL’lik tasarruf imkanı sağlıyor. Bu ürünümüz aynı zamanda yılda 702 ton karbon emisyonunun azaltılmasına katkıda bulunuyor.”
Uslu “Diğer yandan profesyonel lastik yönetimi çözüm ailemiz Pro Services ile filolara da operasyonel verimlilik ve sürdürülebilirlik alanında katkı sağlıyoruz. Dijital takip sisteminden yol yardımına, merkezi faturalandırma çözümlerinden lastik kaplamaya kadar pek çok alanda sunduğumuz Pro Services çözümlerimiz sayesinde filolar ve bireysel şoförlerin kendi ana işlerine odaklanmalarına imkan sağlıyor, lastikle ilgili tüm operasyonel süreçleri biz devralıyoruz. Pro Services çözümlerimizle de tasarruf sunmaya devam

created by dji camera
ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Prometeon’un sürdürülebilirlik tutkusu
Sustainalytics tarafından gerçekleştirilen ESG standartları değerlendirmesine göre, Prometeon Tyre Group, 2022 yılında sektöründe küresel arenada üçüncü sırada yer aldı. Prometeon Tyre Group, iklim krizine karşı proaktif çözümler üretirken 2030’da su tüketiminde %53, CO2 emisyonlarında %32, solvent kullanımıda %42 azaltım ve %99 atık geri kazanımı hedefliyor. Prometeon Türkiye ise 2022 yılında atıklarının %95,7’sinin geri kazanmanın yanı sıra %28 daha az su tüketimi, %29 CO2 azaltımı ve %24 daha az enerji tüketimi ile Grubun sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağladı.
Sürdürülebilirlik vizyonunu toplumsal yatırımları da kapsayacak şekilde kurgulayan Prometeon, spora olan desteğini büyütüyor. Prometeon Tyre Group, 2022’den bu yana Dünya SBK motosiklet şampiyonasının resmi sponsorluğunu ve Superbike Dünya Şampiyonu Toprak Razgatlıoğlu’nun sponsorluğunu üstleniyor. Diğer yandan Prometeon Tyre Group, başarılı İtalyan futbol kulübü Parma ile 2022’den beri uzun vadeli iş birliği yürütüyor. Bu sayede şirket, milyonlarca insanın tutkuyla takip ettiği bir spora ve geleceğe yönelik hedefleri net olan prestijli bir futbol kulübüne destek veriyor. Yenilik, teknoloji, tutku, cesaret ve performans arayışı gibi değerler, bu sponsorluk kararlarında belirleyici rol üstleniyor.
Sektörel
Komatsu, MINEX 2025’te Yer Altı Maden Kamyonu HX20’nin Türkiye Prömiyerini Gerçekleştirdi

Marubeni Dağıtım ve Servis, 3-6 Eylül 2025 tarihleri arasında Fuarİzmir’de düzenlenen MINEX – 11. Uluslararası Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nda en yeni yer altı maden kamyonu Komatsu HX20’nin Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi; paletli ekskavatörler arasında verimliliği ile dikkat çeken Komatsu PC210LC-11E0’ı da iş ortakları ile buluşturdu. Marubeni Dağıtım ve Servis, Montabert’in en yeni hidrolik kırıcılarından SD28, V1800 ve XL1900’u da MINEX’de sergiledi. Açık ve kapalı alanda yer alan iki ayrı stantta konuklarını ağırlayan Marubeni Dağıtım ve Servis, maden sektöründe farklı çözümleri sağlayan en yeni teknolojileri ile de çözüm ortağı olduğunu gösterdi.
Yer altı madenlerinde verimliliği ve performansı en üst düzeye taşımaya hazırlanan yeni Komatsu HX20’nin Türkiye’deki ilk gösterimi Fuarİzmir’de düzenlenen MINEX – 11. Uluslararası Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nda gerçekleştirildi. Japon kalitesiyle iş ortaklarıyla buluşan tüm Komatsu ürünlerinde olduğu gibi, 23 tonluk paletli ekskavatör segmentinde verimlilik standartlarını yeniden belirleyen Komatsu PC210LC-11E0 da fuarda yerini aldı.
Yer altı maden sektörüne yeni bir kamyon: Komatsu HX20
Komatsu HX20, zorlu yer altı koşullarında üstün performans göstermek için tasarlandı. Orta ve büyük ölçekli madencilik faaliyetlerinde güvenilir ve dayanıklı bir madencilik kamyonu olan Komatsu HX20, üretimi en üst düzeye çıkarırken bakım ve bekleme sürelerini en aza indirmeye yardımcı oluyor. Yer altı madenlerinin zorlu koşullarına karşın Komatsu kalitesini sağlayan Komatsu HX20, 20 tonluk taşıma kapasitesi, 209 kW’lik güçlü ve çevreci Cummins QSB6.7 motoru ile verimlilik ve üretkenliğe odaklanıyor. Kompakt boyutları sayesinde dar galerilerde kıvrak hareket edebilmesi ve kendini kanıtlamış teknolojilerinin sorunsuz yapısı sayesinde yer altı madencilik faaliyetleri yürüten işletmelerin yeni favorisinin Komatsu HX20 olması bekleniyor.
9.417 mm’lik uzunluğu, 2.200 mm’lik genişliği ve yüklü haldeyken 2.555 mm’lik yüksekliğiyle kompakt bir yapı sergileyen Komatsu HX20, 10 metreküplük standart damper kapasitesine ek olarak 6 veya 12,5 metreküplük damper kapasitesi seçenekleriyle de sipariş edilebiliyor. Yaklaşık 19 tonluk çalışma ağırlığı ve 20 tonluk yük kapasitesiyle, 39 tonluk toplam yüklü ağırlığa ulaşabilen Komatsu HX20, en zorlu, dar ve alçak yer altı madenlerindeki işlerin üstesinden kolaylıkla gelebiliyor.
Düşük tüketim ve verimliliğin sembolü: Komatsu PC210LC-11E0
Yenilenmiş hidrolik ve motor tasarımı sayesinde yüzde 20’ye varan düşük yakıt tüketimiyle Komatsu PC210LC-11E0, 23 tonluk paletli ekskavatör segmentinde verimlilik standartlarını yeniden belirledi. Komatsu PC210LC-11E0, geliştirilmiş kontrol valfi ve yüksek kapasiteli pompası sayesinde, kule dönüş, bom, arm ve kovanın aynı anda hareket ettiği kombine hareketlerde hız sağlıyor.
Operatörlerin konforu ve rahatlığı için geniş görüş açılı kabin, kullanımı kolay, konsola entegre kısa levyeler, elektrikli hava süspansiyonlu ve ısıtmalı koltuk donanımları devreye giriyor. Sınıfının en düşük Adblue tüketimine sahip seçeneklerinden Komatsu PC210LC-11E0, çalışma esnasında DPF rejenerasyonunu otomatik olarak gerçekleştirirken operatörler çalışmalarına aralıksız devam edebiliyor. Komatsu PC210LC-11E0, kırıcı tesisatı ve seçilebilir kırıcı mod/ataşman modları ile de istenilen şekilde kırıcı ile çalışılabiliyor, böylelikle kullanıcılara kolaylık ve yüksek performans sunuyor.
Maden sektörüne Komatsu imzası
Komatsu HX20’nin Türkiye’ye gelmesi ile birlikte madencilik sektöründeki katma değerli ürünlerine bir yenisini daha ekleyen Marubeni Dağıtım ve Servis, Komatsu HX30 ve Komatsu HX45 gibi yeni yer altı kamyonlarını da iş ortaklarının beğenisine sundu. Komatsu’nun yeni ürünleri arasına Komatsu WX07, Komatsu WX11 ve Komatsu WX15 yer altı yükleyicileri de eklendi. Tüm Komatsu ürünlerinde olduğu gibi düşük işletme maliyeti sağlayan güçlü şasi ve sistem tasarımları, isteğe göre uyarlanmış gövde ve boyutlar ile Komatsu’nun bir asırlık tecrübesiyle kanıtlanmış teknolojileri, yer altı madenlerinde de iş ortaklarının avantajlarına hizmet ediyor.
Sektörel
Shell’in kârı yüzde 28 azaldı

Küresel petrol şirketi Shell, 2025 yılı ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını yayımladı. Buna göre Şirket bu dönemde 5,58 milyar dolar net kâr elde etti. Şirketin net kârı 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 28 geriledi.
Öte yandan daha düşük amortisman ve daha düşük maliyetler Shell’in ilk çeyrekteki kazançlarını dengeledi.
BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE KAR ELDE ETTİ
Piyasa beklentisi Shell’in bu dönemdeki kârının yaklaşık 4,96 milyar dolar olacağı yönündeydi. Böylece, Shell’in bu dönemdeki kârı beklentilerin yaklaşık yüzde 13 üzerinde gerçekleşti.
HİSSE GERİ ALIMI YAPACAK
Shell, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen gelecek üç ay için ek 3,5 milyar dolarlık hisse geri alımı yapacağını da açıkladı. Böylece şirket, art arda 14 çeyreklik en az 3 milyar dolarlık hisse alımı gerçekleştirecek.
Blog
OMODA7 Yeni Nesil İçin Crossover Segmentini Yeniden Tanımlıyor!

Yenilikçi tasarım diline sahip modelleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine çeken OMODA markası dünya genelinde yeni nesilleri en iyi anlayan ve farklı yaştan gençlerin farklı ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını her zaman derinlemesine anlayan ve karşılayan bir crossover markası olarak dikkat çekiyor. C segmenti bir crossover olan OMODA7 ve şarj edilebilir hibrit OMODA7 PHEV, NEO tasarımı, NEO teknolojisi ve NEO kalitesiyle trendleri hedefliyor. Kullanıcılar, “Art in motion X” vizyonuna sahip dış tasarımından akıllı kokpit ve konfor deneyimine kadar, NEO ulaşım ve yaşam tarzının çekiciliğini deneyimleyebiliyor ve OMODA’nın öncü bakış açısını crossover segmentinde nasıl yeniden tanımladığını görebiliyor.
Toplumsal ritmin hızlanması ve kişisel gereksinimlerin artmasıyla birlikte OMODA, yeni nesillerin belli bir kesiminin daha olgun karakter özellikleri sergilediğini gözlemledi. Bu, aslında içe dönük ama dizginlenemeyen bir grup. Dışarıdan bakıldığında pek dikkat çekmeyen ama içten içe farklı olmayı hedefleyen bir yapıya sahip. OMODA, bu kitleye hitap etmek amacıyla NEO Crossover vizyonuyla yeni OMODA7’yi piyasaya sürdü.
OMODA7 NEO vizyonuyla ulaşımı yeniden tanımlıyor!
Şehrin neon ışıkları geceyi aydınlattığında, OMODA7 keskin “X” şeklindeki ön cephesiyle karmaşanın içinden sıyrılıyor. Gövde, ön taraf alçak ve arka kısım daha yüksek olmak üzere bir dalış pozisyonu sergiliyor. Gizli yan camlar ve sileceklerin tasarımı, gövde hatlarının incelikle işlenmiş bir sanat eseri gibi kusursuz bir şekilde harmanlanmasını sağlıyor. OMODA 7, sınıfında tek olan akıllı ritim aydınlatma setiyle donatıldı. Böylece sanki gövdeden enerji akıyormuş gibi aracın durumuna göre gerçek zamanlı olarak uyum sağlayabiliyor. Araç çalıştırıldığında ön tampondaki aydınlatmalar yanarak ışık gösterisinin başladığını işaret ediyor. Akan sinyaller dönüşlerde yanıp sönerek aracın yan taraflarında dinamik ışık ve gölgeler yaratıyor. Şarj için park edildiğinde ise yan camdaki şarj lambaları yanarak araca dinamik bir hava katıyor.
OMODA7 akıllı kabin teknolojisiyle iç mekânda da NEO vizyonunu vurguluyor!
Akıllı kabine binen ön yolcu, bu sınıftaki tek 15,6 inçlik Star Track kayar ekran üzerinde dört parmağını sorunsuzca kaydırarak anında üst düzey sürükleyici akıllı eğlence yolculuğuna başlayabiliyor. 12 hoparlörlü panoramik ses sistemi, melodiyi senkronize bir şekilde çalarken her hoparlör sessizce birlikte çalışarak sürükleyici bir deneyim üretiyor. Dört bölgeli ses tanıma sistemi, ulaşım için mükemmel bir yardımcı olarak öne çıkıyor. Dış dünyadaki sesler çift katmanlı ses geçirmeyen camlar sayesinde kabinden uzak tutulduğundan aracın içi huzur dolu bir vahaya dönüşüyor. İster trafik sıkışıklığı stresi olsun, isterse de uzun bir yolculuğun yorgunluğu; tüm bunların etkisi, çok iyi ayarlanan zarif süspansiyon ve sessiz kokpit sayesinde hafifletiliyor. Akşam vakti aracın camından içeri hafif bir esinti estiğinde, ön koltuktaki yolcunun sadece bir düğmeye basması yeterli oluyor ve VIP koltuk bacak desteğini yavaşça açarak yumuşak masaj modunu başlatıyor.
OMODA7 PHEV Süper Hibrit sayesinde menzil sınırlarına takılmıyor!
OMODA7 PHEV hibrit modelinin, OMODA markasının dünyanın öncü NEV teknolojisi Süper Hibrit Sistem (SHS) ile donatılan ilk süper hibrit modeli olduğunu da belirtmekte fayda var. OMODA7 PHEV, “ultra uzun toplam sürüş menzili, ultra düşük şarj modu yakıt tüketimi (CS) ve tamamen elektrikli sürüş menzili” açısından sınıfının en iyi performansıyla, Çin’deki dokuz ülkeyi kapsayan basın turu kapsamında yeni tamamlanan Süper Hibrit Maratonu’nda tüm beklentileri aştı. Ölçülen menzil 1.457 km’ye ulaşarak hibrit SUV dünyasının tüketim ve menzil standardını yeniden tanımladı. En güzel OMODA modelinin süper hibrit teknolojisiyle bir araya gelmesiyle NEO trend ulaşım konsepti ve NEO teknolojileri son derece gelişmiş ve entegre bir yapı ortaya koyuyor. Böylelikle OMODA7, üst düzey crossover ulaşımını yeniden tanımlıyor.