Taşımacılık sektörünün geleceğinde artık açık olarak sadece elektrikli araçlar yer alıyor. Hem toplu, hem de kişisel ulaşım gün geçtikçe çok daha çevreci hale geliyor. Buna ek olarak elektrikli araçlar artık iş dünyasında da boy gösteriyor.
Taşımacılık sektörü kendisini hızlı şekilde yenileyen alanların başında geliyor. Yeni teknolojilere hızlı şekilde uyum sağlayan sektör, şu an tam olarak bir ‘Elektrik devrimi’nin merkezinde yer alıyor. Artık pazarda hemen satın alınabilecek çok sayıda elektrikli otomobil, elektrikli bisiklet, elektrikli motosiklet ve elektrikli scooter bulunuyor. Ancak Ulaşım sektörü sadece bunlarla yetinmiyor. Toplu taşımada aktif olarak çok sayıda elektrikli otobüs kullanılıyor, elektrikli gemi/tekne modelleri yolcu ile yük taşıyor, havacılığı değiştirmek adına hem ufak hem büyük boyutlu elektrikli uçak modelleri geliştiriliyor. Aynı şekilde elektrikli helikopter modelleri üzerinde de çalışmalar sürüyor. Raylı sistemlerin büyük bölümünü uzun zaman önce elektrikli altyapıya geçiren devletler ve şirketler, elektrikli uçan taksi gibi geleceğin araçları üzerinde de aktif olarak çalışmalar yapıyor. Elektrikli gelecek; günümüzde sadece kişisel ya da toplu taşımayı değiştirmiyor, iş dünyasına da çok büyük bir etki ediyor. Şu an aktif kullanımda olan birçok elektrikli iş makinesi bulunuyor, elektrikli otomobil pazarını büyüten ana isim Tesla gibi birçok firma “elektrikli kamyon” modelleri geliştiriyor. Aynı zamanda elektrikli traktör ya da kepçe gibi araçlar da sektördeki kullanımlarını artırıyor.
NEDEN ELEKTRİK?
Evet, neden tüm ulaşım sektörü inanılmaz bir ivme ile elektrikli altyapıya geçiş yapıyor? Bunun ilk ve en büyük cevabı çevre oluyor. İçten yanmalı motora sahip olmayan elektrikli araçlar, bu sayede çevreyi ya da havayı neredeyse hiç kirletmiyor. Bu araçların çalışması için gereken elektriğin üretimi için halen çevreye zarar veriyoruz ancak bu konuda da büyük adımlar atılıyor. Türkiye dahil birçok ülke artık güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından ciddi şekilde yararlanıyor, daha fazla oranlarda temiz ve yenilenebilir enerji üretiyor. Elektrikli araçlar çevreci olmaları yanında kompleks olmayan altyapıları nedeniyle de firmaların da odağında yer alıyor. Yüksek bakım getiren içten yanmalı motorlara sahip olmayan elektrikli araçların bakımı, hem daha kolay hem de ucuz oluyor. Elektriğin verdiği yüksek güç ile şaşırtıcı derecede yüksek performans getiren elektrikli ulaşım araçları, hepsine ek olarak birçok ülke için “zorunlu geleceği” oluşturuyor. Birçok Avrupa ülkesi 2030 yılı itibarıyla içten yanmalı araçları trafikten çıkarmak için gereken adımları atmış durumdalar. Burada başlangıç otomobiller ile olacak ancak diğer içten yanmalı araçlar da yavaş yavaş trafiğin dışına alınacak. Gelecekte şehirlerde sadece çevreyi kirletmeyen ve gürültü yapmayan araçlar yol alacak.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Şu an Türkiye’de tamamen elektrikli 14’ten fazla otomobil satılıyor, yeni elektrikli otomobiller de yolda görünüyor. Aynı şekilde çok sayıda elektrikli bisiklet, elektrikli motosiklet ve elektrikli scooter’ın da resmi satışı yapılıyor. Ayrıca Türkiye’de elektrikli iş makinesi kullanımı da artıyor ve bu araçlar için satış çalışmalar hız kazanıyor. Türkiye’de halen gelişmiş bir ağ kurulamamış olsa da elektrikli şarj istasyonları da artış gösteriyor. Elektrikli geleceğin son kullanıcı arasında yaygınlaşması adına en önemli detayların başında şarj istasyonları yer alıyor. Elektrikli şarj istasyonlarının artması ve yeni teknolojiler ile beraber şarj etme sürecinin benzin almak kadar kısa hale getirilmesi ya da en az 30 dakika gibi sürelere çekilmesi çok önemli görünüyor.
GELECEK BURADA
Taşımacılık alanında yer alan hemen her firma, artık geleceğin tamamen elektrikli altyapıdan geçtiğini görüyor ve bunu kabul ederek çalışmalarını dönüştürüyor. Artık hemen hemen hiçbir firmanın bırakın uzun vadeli, kısa vadeli planları arasında dahi içten yanmalı motora sahip bir taşıma aracı yer almıyor. Birçok dev üretici içten yanmalı motor geliştirme çalışmalarını sona erdirmiş durumda. Biliyorsunuz yerli üretici Togg da planladığı araçlarını tamamen elektrikli altyapı üzerine kuruyor. Temiz bir gelecek kurmak ve elektrikli geleceğin bir parçası olmak 2022 itibarıyla hiç olmadığı kadar önemli ve şu an bu alandaki hiçbir yatırımın boşa gitmesi olası değil gibi görünüyor.
YENİ PİL TEKNOLOJİLERİ KAPIDA
Elektrikli araçların en önemli altyapı parçaları taşıdıkları pil sistemleri. Şu an ticari hale gelmiş hemen her aracın bünyesinde lityum-iyon pil paketleri yer alıyor. Lityum temelinden dolayı bu sistemler çok çevreci değiller ve menzilleri halen birçok sürücü için istenilen seviyede yer almıyor. Ancak bu alanda farklı çözümler geliştirilmiyor değil. Örneğin yakın gelecek odaklı “katı hal pilleri” özelinde son yıllarda çok büyük çalışmalar yapılıyor. Gelecekte lityum-iyon pillerin yerini alacak bu piller üzerinde BMW, Ford ve Samsung gibi isimler büyük Ar-Ge harcamaları yapıyor. Lityum-iyon pillerden daha güvenli olan ve mevcut çözümlerden daha yüksek enerji depolayabilen katı hal pil teknolojisi, daha uzun süre görev yapabiliyor ve zorlu şartlara da daha dayanıklı. Geleceğin pil teknolojisi olarak geçen katı hal pili, lityum iyon pillerden birim alanda daha fazla enerji depolayabiliyor olmasıyla 800 km gibi menzilleri standart hale getiriyor. Bu pil teknolojisi ve daha verimli araçlar ile gelecekte tam dolu pile ile 1.000 km yol almak birçok otomobil için standart olacak gibi görünüyor. Ayrıca bu konuda başka planlar da var. Firmalar menzili artırmak adına araçlarına güneş panelleri koyma konusunda da çalışmalar yapıyor.
Kaynak: HÜRRİYET