Connect with us

Deniz Yolu

Türkiye, Deniz İpek Yolu’ndaki Krizi Avantaja Çevirdi

Global ticaretin yaklaşık yüzde 90’ının yapıldığı denizyolunda, pandemiyle birlikte başlayan konteyner krizi, Uzakdoğu-Avrupa navlununu rekor seviyelere taşırken, Türkiye’ye tedarikte fırsat yarattı. AB’ye taşımalarda Türkiye’nin Uzakdoğu ile arasındaki navlun farkı 10 katı aştı. Şangay’dan Cenova’ya 40’lık konteynerin navlunu bu hafta itibariyle 8 bine ulaşırken, Türkiye’den İtalya’ya ise aynı ürün 700 dolara taşınabiliyor. Avrupalı firmalar rotasını Çin’den Türkiye’ye çeviriyor.

Hatırlanacağı üzere, pandemi tedarik zincirinde lojistik krizine neden olmuş, özellikle Çin’in piyasaya dönmesiyle piyasada boş konteyner krizi başlamıştı. Bu durum Türkiye’deki ihracatçı ve ithalatçı firmaları da sıkıntıya sokmuştu. Arzda yaşanan sorun denizyolu navlun piyasasında da tüm dengeleri değiştirdi. Uzakdoğu-Avrupa arası navlun geçen yıl yüzde 130’dan fazla artarken, Türkiye-Avrupa arasında ise bu oran yüzde 30’lar seviyesinde oldu. Navlun artışı, petrokimya ve tarım gibi emtia fiyatlarını da yukarı çekti.

Türkiye ile Uzakdoğu arasındaki navlun makası bu hafta daha da açıldı

2021’in ilk haftasında AB’ye taşımalarda Türkiye’nin Uzakdoğu ile arasındaki navlun farkı açıldı. Rif Line Lojistik Türkiye Genel Müdürü Mehmet Serkan Erdem, Uzakdoğu-Avrupa navlununun çok hızlı yükselmeye devam ettiğini, sadece bu hafta 1.000 dolara yakın arttığını söyledi. Erdem, “Şangay-Cenova hattında 40’lık konteynerin navlunu 8 bini aştı, 9 bine doğru bir çıkış var” dedi. Özellikle ABD ve İngiltere limanlarında aşırı yoğunluk yaşanmasının bu hafta navlundaki artışta etkili olduğunu söyleyen Erdem, “Bu bölgelere giden gemiler, açıkta bekliyor. 20-30 gün sonra ancak limana yanaşabiliyor. Bu da konteyner ve gemi arzındaki sıkıntıyı büyütüyor” diye konuştu.

Türkiye, teslimat süresinde de fark atıyor

Türkiye, Uzakdoğu’ya sadece navlunda değil teslimat süreleri açısından da büyük fark atıyor. Çin’den Avrupa’ya denizyolunda taşıma süreleri 30 günü bulurken, aynı ürün Türkiye’den 5 günde taşınabiliyor. Türkiye’nin lojistik avantajının artması AB’nin bazı siparişlerinin Uzakdoğu’dan Türkiye’ye kaymasını sağladı. Türkiye’ye sipariş kaymasına bire bir tanık olan isimlerden biri de Mehmet Serkan Erdem oldu. Erdem, “DÜNYA gazetesinin de sıklıkla gündeme taşıdığı, pandemi sonrasında daha önce Uzakdoğu’ya verilen siparişlerin Türkiye’ye kayması yönündeki beklenti şimdiden gerçekleşmeye başladı. Avrupalılar Türkiye’den daha fazla mal almak istiyor. Avrupalı birkaç müşterim benden Türkiye’de imalat yapan tedarikçi bulmamı istedi. İtalyan bu müşterilerimiz daha önce Çin’den alım yapıyordu. 2021’in Türkiye’nin ihracatı açısından iyi bir yıl olacağını öngörüyorum” dedi.

Fulvio Villa: Türkiye’nin AB’ye yakınlığı büyük avantaj

Yabancı şirketlere yurt dışı pazarlara yönelik danışmanlık hizmeti sunan İtalyan MotusConsulting’in CEO’su Fulvio Villa, pandeminin global şirketlerin tedarik zincirlerine bakış açısını değiştirdiğini hatırlatarak, bu durumun Türkiye için fırsat olduğunu söyledi. Geçmişte uluslararası lojistik devlerinden Fransız Gefco’nun Türkiye CEO’luğu görevinde de bulunan sektörün deneyimli ismi Villa, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Pandemiden önce ihtiyaç duyulan ürünü en ucuz yerden alma mantığı vardı. Ancak bu mantık, olağanüstü bir olay meydana geldiğinde tedarik zincirini büyük tehlikeye sokabiliyor. Pandemi, kesintisiz hizmet için alternatif tedarik zincirinin önemini ortaya çıkardı. Burada Türkiye’nin önemli bir rolü olabilir. Türkiye’nin tüketim pazarlarına yakınlığı büyük avantaj. Çünkü markalar artık tedarikçilerini yakınında istiyor” diye konuştu.

Fatih Şener: Çinli de AB için Türkiye’de üretecek

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener, lojistik avantajının Türkiye’ye siparişlerin yanı sıra yeni yatırım da çekeceğini öngördüklerini söyledi.

Fatih Şener, “Çinli firmaların da AB’ye yakın olmak için Türkiye’de üretim yapabileceğini düşünüyoruz” dedi. Bilindiği gibi son olarak Uzakdoğulu telefon devleri Samsung ve Oppo Türkiye’de yatırımı gündeme almıştı.

AVRUPALI ALICILAR İÇİN TÜRKİYE’NİN CAZİBESİ ARTIYOR

Hazır giyimci 4 milyar dolarlık ek talep hedefliyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, Uzakdoğu-Avrupa arasındaki navlun artışı hammadde ithalatında sıkıntı yaratsa da siparişler konusunda fırsat sunduğunu söyledi. Fayat, “Özellikle aşının olumlu haberleri çoğaldıkça ana pazarımız olan Avrupa’nın talebini en hızlı karşılayacağı ülke Türkiye olacak. Sektörün özellikle yılın ikinci çeyreğinden itibaren çok ciddi bir taleple karşılaşma yönünde beklentisi var. Bizim toplam ihracatımızın yüzde 70’i ana pazarımız AB’ye yapılıyor. Fakat onların ithalatındaki payımız yüzde 6,8. Yani sadece yüzde 10’a bile çıksak ki, bu mümkün 3-4 milyar dolar artı talep olabilir” dedi.

Otomotivde özellikle satış sonrası için potansiyel var

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, “Uzakdoğu navlun fiyatlarının yükselmesi ve sürenin uzun olmasının sektörümüze pozitif etkisinin olacağını düşünüyoruz. Özellikle otomotiv endüstrisi tedarik sanayinde satış sonrası ürünleri satan firmalar için büyük bir potansiyel barındırdığı düşünüyoruz” dedi.

Mobilyada Çin’den sipariş kayması başladı

Modoko Başkanı Koray Çalışkan, konteyner krizinin ve Türkiye’nin lojistik avantajının sektörlerine yansımasını şu şekilde değerlendirdi: “Son birkaç yıldır Avrupa’ya yoğun miktarda mobilya ihracatı gerçekleştiriyoruz. Avrupa’da Türk mobilyasının etkin olmaya başlamasının bir nedeni de Türkiye’de üretilen mobilyaların Çin’e göre lojistik avantajı olması, işçilik ve kalite gücü. Çin’e göre çok daha kısa sürede üretip coğrafi konumumuzdan ötürü birçok pazara daha kolay ulaşabiliyoruz. Onların bir teslimi 8 ay sürebilirken, biz bunu 3 aya kadar indirebiliyoruz. Pandemiyle birlikte gücümüzü daha da arttıracağımızı düşünüyoruz ki Çin pazarından Türk pazarına doğru bir kayış söz konusu. Ancak boş konteyner bulmakta çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. İhracattaki devamlılığın sağlanması adına konteyner sorununun çözülmesi gerekiyor.”

Züccaciyeciler, Çin’den pay kapıyor

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, ihracat fazlası veren nadir sektörlerden biri olarak, pandemi döneminde gobal satışları artırdıklarına dikkat çekti. Öksüz, “Pandemi dolayısıyla Çin’in imaj kaybı, Türkiye’nin lojistikteki avantajı ve pazardaki gücümüz nedeniyle Çin’in yerini doldurmaya başladık. Özellikle endüstriyel mutfak ve elektrikli küçük ev aletleri konusunda Avrupa’da söz sahibiyiz. Son birkaç yıldır üreticilerimizin özellikle elektrikli küçük ev aletlerindeki inovatif ürünleriyle Avrupa’da büyük ilgi görüyor. Sektörümüz Ar-Ge’ye yaptığı yatırımlar sayesinde, Çin’in kaybettiği pazardan pay alabiliyor. 2021’de Çin’in kaybedeceği Avrupa pazarındaki payımızı arttıracağımızı öngörüyoruz.

 

“Fırsatı kaçırmamak için lojistik altyapı güçlendirilmeli”

Uzakdoğu-Avrupa hattındaki navlun artışı Türk ithalatçıları da sıkıntıya soktu. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, “Uzakdoğu’dan ara mal ithalatı yapan birçok Türk şirketi navlun teslimat süreleri konusunda sıkıntı yaşıyor” dedi. TAYSAD Başkanı Alper Kanca da boş konteyner sıkıntısının Türkiyede’ki ithalatçıları ve Avrupa’da Uzakdoğu’dan otomotiv parçaları alan OEM’ler ile tedarikçileri sıkıntıya soktuğunu söyledi. Diğer yandan ihracatçının da konteyner sıkıntısı sürüyor. Sektör temsilcileri, tedarikte doğan bu fırsatı kaçırmamak için lojistikteki sorunların çözümü için destek bekliyor, altyapının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Boş konteyner sorununa çözüm için yerli üretimin bakanlığın gündeminde olduğu belirtiliyor. Ancak, sanayiciler, çelik fiyatlarındaki artış nedeniyle konteyner üretmenin kolay olmadığını savunuyor. Bu nedenle 15 yıl ile sınırlı tutulan konteyner kullunım süresinin 18 yıla çıkarılmasını istiyor.

Uzakdoğu-Avrupa navlunu neden fırladı?

● Pandemi nedeniyle tedarik zincirinin ve gümrük süreçlerinin yavaşlaması,

● Konteyner ve gemi arzının azalması,

● Çin’in piyasaya geri dönmesi ile arz sıkıntısının artması,

● Pandemi nedeniyle gemilerin ve konteynerlerin uğrak yaptığı ülkeden geç dönmesi,

● Konteyner maliyetlerinin artması,

● İkinci dalga kısıtlamaları nedeniyle ABD ve İngiltere limanlarında yoğunluk oluşması,

Aysel YÜCEL – DÜNYA

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Büyük İstanbul Tüneli İki Kıtayı Demir Ağlarla Birbirine Bağlayacak

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlandı, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek üçüncü tünel olacak. Bu projeyle günde 6,5 milyon yolcunun kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacak. Projenin 2025’te yüzde 25’inin ve 2028’de de tamamının bitirilmesi planlanıyor.

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlanmış olup, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Büyük İstanbul Tüneli Projesi 4,3 km’lik bölümü boğaz geçişi olmak üzere toplamda 30,2 km uzunlukta ve 15 istasyondan oluşacak. Anadolu ve Avrupa yakasında toplamda 11 raylı sistem ile entegre olarak planlanan hattın, Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’un ulaşım sorununa önemli çözüm katkısı sağlayacak metro hattı olarak planlandı. Proje 2028 de faaliyete geçecek.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

Deniz Yolu

“Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Gençler, 1 milyon 625 bin liralık ulaştırma projeleri için yarışacak

Bakan Uraloğlu, “Yarışma karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için fırsat sunuyor. Kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi (UDHAM) tarafından düzenlenen ikincisi düzenlenecek olan “Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053” Üniversiteler Arası Ar-Ge Projeleri Fikir Yarışması’nın başvuru sürecinin 31 Ocak 2025 tarihine kadar süreceğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, “Yarışma, üniversite öğrencilerinin Türkiye’nin ulaşım ve altyapı alanlarında yenilikçi fikirler geliştirmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.

Kategorilerde Büyük Ödüller

Bakan Uraloğlu, yarışmanın karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme olmak üzere 5 ayrı kategoride düzenleneceğini ve her kategoride birinciye 150 bin lira, ikinciye 100 bin lira üçüncüye 75 bin lira ödül verileceğini belirtti. Uraloğlu, “Yarışma neticesinde kazananlara toplam 1 milyon 625 bin lira ödül vereceğiz. Değerlendirme kurulunun belirlediği alanlarda ayrıca mansiyon ödülü de verilecek.” dedi.

Başvurular Çevrimiçi Alınıyor

Bakan Uraloğlu, yarışmaya katılmak isteyen öğrencilerin başvurularını fikiryarismasi.uab.gov.tr adresi üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleştirebileceklerini kaydederek “1 Kasım 2024’te başlayan başvuru süreci 31 Ocak 2025’te sona erecek.” bilgisini paylaştı.

Türkiye’nin 2053 Hedeflerinde Önemli Bir Adım

Bakan Uraloğlu, bu tür yarışmaların gençlerin bilimsel ve teknik projelerde daha aktif rol almalarını sağlayacağını belirterek, “Türkiye’nin 2053 hedeflerine ulaşmasında gençlerimizin katkısı büyük olacak, onların yenilikçi fikirlerine alan açıyoruz. Yarışma, karayolu, demiryolu, denizcilik, havacılık ve uzay, haberleşme gibi stratejik alanlarda gençlerimizin vizyoner fikirlerini hayata geçirmeleri için büyük bir fırsat sunuyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

Deniz Yolu

Turizmde Sürdürülebilirlik İçin Türk Bayraklı Gemilere İhtiyacımız Var!

2024 yılının son çeyreği, Türkiye’nin kruvaziyer turizminde önemli büyüme kaydettiği bir yıl oldu. Yıl boyunca artan kruvaziyer gemi seferleri, Türkiye’nin kıyılarını yerli ve yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline getirdi. Ancak, yüksek enflasyon oranları ve artan maliyetleri belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Ülkemizde yabancı bayraklı bir yolcu gemisini işleten ilk firmayız. Artık daha çok Türk bayraklı kruvaziyer gemileri görmek istiyoruz. Fakat mevcut yüksek enflasyon oranları, bu hedeflere ulaşmamızı zorlaştırıyor.” şeklinde ifade etti.

Kruvaziyer turizmi, Türkiye ekonomisi için giderek daha fazla önem kazanıyor. Coğrafi konumu sayesinde kruvaziyer turizminde stratejik bir merkez olan Türkiye, limanlarındaki gelişmiş altyapı ve teknik imkanlarla birlikte, sahip olduğu özellikleriyle de dünya kruvaziyer turizminde öne çıkma yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerini tanıtma ve yerel ekonomiyi canlandırma fırsatını beraberinde getirdiğini belirten Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Türkiye, eşsiz güzellikteki kıyıları ve tarihi zenginlikleri ile kruvaziyer turizmi için ideal bir destinasyon. Kıyılarımız, her yıl artan seferlerle birlikte daha fazla turist çekiyor. Bu hem yerel esnafımız hem de ülkemiz için büyük bir fırsat. Ancak artan enflasyon seyahat maliyetlerini artırarak, turistlerin harcama alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilemeye başladı.’’ dedi.

Yüksek Enflasyon Turizm Potansiyelini Tehdit Ediyor

Kruvaziyer turizmi, yerel esnafa ve bölge ekonomisine sağladığı katkılarla dikkat çekiyor. Yolcular, her durakta yerel ürünleri deneyimleyerek, kültürleri yakından tanıma fırsatı buluyor. Türkiye’nin karşılaştığı yüksek enflasyon, bu potansiyeli tehdit ediyor. Son dönemlerde, rezervasyonların altı ay önceden planlandığını ve bu süreçte %30’luk bir azalma yaşandığını gözlemlediğini belirten Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, ‘‘Gemimizde bulunan şikayet kutularına yapılan geri dönüşler, ‘Ülkeniz çok pahalı’ şeklinde bir sonuç ortaya koydu. Bu durum, turizm sektöründeki endişeleri artırıyor ve turistlerin seyahat etme isteğini olumsuz yönde etkiliyor. Ülkemizin enflasyon oranında en iyisini olmasını istiyoruz. Armatörlere, daha fazla devlet bazında ve kredisel bazda destek sağlanmalı. Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısının artması, sektördeki sürdürülebilirliği sağlayacaktır.” açıklamasını yaptı.

Enflasyonun Düşmesi ve Devlet Desteği Şart

Türkiye’de yabancı bayraklı gemi işleten tek firma olarak, Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmak için devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Ülkemizdeki enflasyon oranının düşmesini ve armatörlerin devlet destekleri ile teşvik edilmesini istiyoruz. Bu destekler, Türk bayraklı kruvaziyer gemileri için büyük bir adım olacaktır.” dedi.

Ayrıca, kruvaziyer turizminin yerel ekonomiye sağladığı katkıyı da önemseyen Çavuşoğlu, “Kruvaziyer yolcuları, her gün yeni bir şehirde, farklı kültürlerde ve lezzetlerde deneyim yaşama fırsatına sahip. Bu da yerel esnaf için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Bir otele gelen turist, alışveriş ve gezme imkânı sınırlıyken, kruvaziyer turizmiyle birlikte bu sınırlar ortadan kalkıyor. Her gün yeni bir güzelliği keşfetmeyi, farklı sahilleri görmeyi ve yerel ürünleri deneyimlemeyi mümkün kılıyor.” ifadelerini kullandı.

‘‘2025 Hedefimiz Daha Fazla Türk Bayraklı Gemi’’

Coğrafik açıdan ülke olarak özel bir konumda bulunduğumuzu söyleyen Çavuşoğlu, 2025 yılına yönelik hedeflerini açıkladı. Çavuşoğlu, önümüzdeki yıllarda Türk bayraklı kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmayı planladığını belirterek, ‘‘2025 yılına kadar Türkiye’de daha fazla Türk bayraklı gemi görmek istiyoruz. Bu hedef hem yerel ekonomi hem de turizm sektörü için kritik bir öneme sahip. Önümüzdeki dönemde 1 veya 2 yeni yolcu gemisi almayı düşünüyoruz. Belki de daha küçük olan gemimizi Türkiye içinde çalıştıracağız. Şu anki gemimizi ise Avrupa kıyısında çalıştırmayı planlıyoruz. Tabi şartlar değişirse ve imkanlar iyileşirse biz de esnek bir durum alabiliriz. Bu, piyasanın taleplerine göre şekillenecektir.’’ dedi.

Continue Reading

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ticari Araç Haberleri markası tescilli bir markadır.