Connect with us

Lojistik

Ticarette yeni rotalar hava kargoyla belirlenecek

Dünya ticari taşımacılığında tarihi yollara ilaveten yeni rota hava kargo ile oluşturuluyor. Pandemi sonrasında hız ve güven faktörleriyle cazibesini artıran hava kargoda hacim, 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 6.9 yükseldi.

Küresel tedarik problemleri ve tüketici tercihlerindeki değişimler, kargo taşımacılığını da etkiledi. Bu süreçte hava kargoculuğun toplam kargo taşımacılığındaki payı zirveye ulaştı. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) raporlarına göre, 2019’da hava kargo hacmi, bir önceki yıla göre yüzde 3.2 azaldı. Ancak 2021’de 2019’a göre yüzde 6.9 (52 milyon tona) yükseldi.

Bu yıl hava kargoda taşınan yük miktarının 68.4 milyon tona, gelirinin ise 191 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

DEĞERLİ ÜRÜNLER

Hacim artışında diğer taşımalara kıyasla hava kargo taşımacılığını farklı ve değerli kılan unsurlar etkili oldu. Bu unsurların başında ise hızlı ve güvenli taşıma yer aldı. Hava kargo ile yapılan taşımaların ortalama değeri; kara, deniz ve demir taşımacılığına oranla 50 kat daha yüksek. Hava kargo, dünya ticaretinin hacim olarak yüzde 1’ini taşırken, değer olarak da küresel ticaretin yüzde 24’ünden fazlasını gerçekleştiriyor. IATA raporlarına göre hava kargoyla, global ölçekte günlük 18.6 milyar dolar, yılda ise 6.8 trilyon dolar değerinde ürün taşınıyor.

YÜZDE 8’LİK PAY

Türkiye’de ise hava kargo, yıllık 225 milyar dolarlık ihracatın 19 milyar dolarını taşıyor. Türkiye’deki hava kargo firmaları, diğer taşımacılık türleriyle karşılaştırıldığında hacim olarak yüzde 8’lik paya sahip. Türkiye’nin hava kargo taşımacılığında 10 firması bulunuyor.

132 ÜLKEYE HAVA KARGO

Hava taşımacılığında yerli firmalar arasında Türk Hava Yolları kargo şirketi öne çıkıyor. Küresel arenada Turkish Cargo adıyla global rakipleriyle yarışan şirket, Türkiye’nin hava kargo trafiğinin yüzde 60’tan fazlasını yükleniyor.

Türk Hava Yolları’nın 377 uçağının 20’si direkt kargo için hizmet veriyor. Bununla birlikte yolcu uçakları da kargo paketleri taşıyor. Filo, 132 ülkede, 98’si direkt kargo olan 340’tan fazla uçuş noktasına hava kargo hizmeti veriyor.

turhan-ozen.jpgTürk Hava Yolları (Kargo) Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, hava kargo hizmetleri ve sektördeki gelişmeler hakkında İstanbul Ticaret’e açıklamalarda bulundu. Özen, filodaki dar ve geniş gövdeli kargo uçaklarıyla günlük ortalama 20 sefer gerçekleştirdiklerini söyledi.

Dünya ticaretindeki yeni rotaların hava kargoculuğu ile belirlendiği süreci dikkate alan Turkish Cargo, destinasyon sayısını 132’ye çıkardı. Böylece Turkish Cargo, dünyadaki 208 destinasyonun yarısından fazlasına ulaştı. Son olarak bu destinasyonlara Ermenistan da eklendi. Destinasyon sayısının Türkiye’nin pozitif ilişkiler ağına eklediği Körfez ülkeleriyle birlikte daha da artması bekleniyor.

2025 HEDEFİ İLK ÜÇ

Özen, “Turkish Cargo, 2025 vizyonu doğrultusunda, her 10 hava kargo sevkiyatından birini gerçekleştirmeyi, direkt kargo seferi düzenlediği destinasyon sayısını 120’nin üzerine çıkarmayı ve dünyadaki ilk 3 hava kargo markasından biri olmayı hedefliyor” dedi.

1.8 MİLYON TON

Hava kargo taşımacılığının, ihracatın en önemli paydaşlarından biri olduğunu vurgulayan Özen, şöyle devam etti: “Bu öneme paralel olarak inovatif bir yaklaşımla yatırımlarımızı artıyoruz. Turkish Cargo’nun 2015 yılında yüzde 1.8 seviyesindeki global pazar payı; 2019 yılında yüzde 4.5 oldu. Şirketin küresel pazar payı ise 2021 yılında yüzde 5.2’ye yükseldi. Böylece dünyanın en büyük 5’inci hava kargo markası olduk. Dünyada her 20 hava kargodan birini Turkish Cargo taşıdı. Şirketin 2021 yılındaki tonaj hacmi ise 2019 yılına oranla yüzde 21.8 artarak 1.8 milyon ton oldu.”

E-TİCARETE UYUM

Turkish Cargo’nun online alışverişin büyümesiyle birlikte her geçen gün daha yaratıcı çözümler ürettiğini söyleyen Turhan Özen, “Turkish Cargo, geleceğin e-ticaret sektörüne uyum sağlamak için ZTO Express ve PAL Air Ltd. ile ortak bir girişim olan We World Express’i (WWE) kurdu. Bu küresel ekspres kargo şirketi sayesinde Turkish Cargo, kapıdan kapıya ve e-ticaret lojistik hizmetleri mottosuyla ürün hacmi fark etmeksizin ulaşımı sağlıyor” şeklinde konuştu.

3 MİLYON KOLİ E-KARGO

e-ticaret sektörüne yönelik başlıca hizmetlerinin TK COURIER ve AIRMAIL olduğunu belirten Özen, şöyle devam etti: “Yatırımlar ve stratejik hamleler sayesinde Turkish Cargo’nun, 2016-2021 arasında e-ticaret pazarındaki yıllık büyüme hızı yüzde 31’e yükseldi. Pandemi sonrasında değişen piyasa koşulları, hava kargoda e-ticaret ürünlerine talebi çok büyük oranda artırdı. Bu artıştan verdiği hizmetler ve geniş uçuş ağı sayesinde olumlu bir şekilde faydalanan Turkish Cargo, 2022 yılının ilk çeyreğinde e-ticarette 3 milyon koliden fazla koli taşıdı.”

İHRACATÇILARA ÖZEL KAMPANYA

Türkiye’nin ihracatının gelişmesi için STK’larla protokol imzalayan Turkish Cargo, en son Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile ton zorunluluğunu kaldırdı. Ayrıca bozulabilir ürünlere özel fon sağladıklarını söyleyen Turhan Özen, TİM ile imzalanan protokolle 4 ayda 4 milyar dolarlık iş yapıldığını da vurguladı.

KARGO UÇAĞINA TALEP ARTACAK

Gelecek 20 yılda 41 bin 170 yeni uçak talep edilmesini bekleyen Boeing, uçakların yüzde 75’ini tek koridorlu uçakların oluşturacağını açıkladı. Boeing’in yeni tahmini Rusya pazarını kapsamıyor. Daha önceki tahminlerde Rusya pazarının uçak talebinin bin 540 olması bekleniyordu. Sektör geneli için yolcu trafiği büyüme tahminini yüzde 4’ten yüzde 3.8’e indiren Boeing, kargo trafiği artış tahminini ise yüzde 4’ten yüzde 4.1’e çıkardı. Filo büyüme tahminini yüzde 3.1’den yüzde 2.8’e düşüren Boeing, geniş gövdeli uçak teslimat-larının gelecek 20 yılda 7 bin 670’ten 7 bin 230’a gerileyeceğini öngördü. Türk Hava Yolları da bünyesinde bulunan yolcu uçaklarını kargo uçaklarına uygun hale getirerek dönüşüme yardımcı oluyor.

İSTANBUL HAVANIN YENİ HUB’I

İstanbul Havalimanı’nda toplamda 280 bin metrekarelik alana kurulan SMARTIST tesisi ile yıllık 2.8 milyon ton kargo elleçleme kapasitesine ulaşıldığını bildiren Turhan Özen, şunları dile getirdi: “İkinci fazı tamamlandığında 340 bin metrekare alanda 4 milyon ton kapasiteye çıkacak olan, Otomatik Depolama Sistemleri ve Robotik Süreç Otomasyonu gibi akıllı teknolojiler ile donatılan tesis, operasyonel hız ve kalite noktasında Turkish Cargo’yu çok daha ileriye taşıyacak. Aynı zamanda gelecekte kullanılması planlanan artırılmış gerçeklik ve insansız kara araçları projeleri SMARTIST’in teknolojisine katkı sağlayacak. Bu mega tesis ile dünyadaki hava kargo trafiğinin büyük kısmı İstanbul Havalimanı’ndaki yeni hub’a çekilerek, İstanbul’un dünyanın lojistik merkezine dönüşmesi sağlanacak.”

KAYNAK: Barış CABACI – İSTANBUL TİCARET GAZETESİ

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Yedek Parça Sektöründe Rekor Büyüme!

Yeni Bakım Alışkanlıkları ve Araç Parkının Yaşlanması  Yedek Parçayı Otomotivin Merkezine Aldı”

 

Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün en güçlü etkilerinden biri, yedek parça ve bakım pazarında kendini gösteriyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, sektördeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Yedek parça artık sadece bir ihtiyaç değil, stratejik bir yatırım” dedi. 2020’de 24,2 milyon olan araç parkı 2025’te 28,5 milyona çıkarak %17,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme, yılda ortalama 300 USD parça ihtiyacıyla birleşince yedek parça pazarında 1,3 milyar USD’lik ek potansiyel oluşturdu.

 

Araç Parkının Büyümesi Yedek Parça İhtiyacını Artırdı

Türkiye’deki toplam araç sayısı 2020’de 24,2 milyonken, 2025 itibarıyla 28,5 milyona ulaştı. Bu yaklaşık %17,7’lik artış, parça tüketimini doğrudan etkiledi. Motor Aşin verilerine göre, ortalama bir araç yılda 250–350 USD’lik yedek parça ihtiyacı doğuruyor. Bu da pazarın toplam büyüklüğünü 8,55 milyar USD seviyesine çıkardı.

Elektrikli Araçlarla Parça Profili Değişiyor

2025’te araç parkının %3’ünü elektrikli araçlar oluşturuyor. “Egzoz, debriyaj, yağ filtresi gibi geleneksel parçalara olan talep azalırken; batarya, inverter, elektronik modül gibi parçalarda %80’i aşan talep artışı gözleniyor” İfadelerine yer veren Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “2030’da bu oranın %15’e çıkmasıyla birlikte bu değişimin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Yedek Parçada İhracat Hız Kazandı, Dış Ticaret Açığı Azaldı

İhracat verilerine de değinen Aşçı, “2020’de 7,8 milyar USD olan yedek parça ithalatı, 2025 yılında 9,5 milyar USD’ye ulaştı. Buna karşılık, ihracat %35,3 artışla 8,8 milyar USD seviyesine geldi. Böylece dış ticaret açığı 1,3 milyar USD’den 0,7 milyar USD’ye düşerek daha dengeli bir yapı oluştu. Bu gelişme, Türkiye’nin güçlü üretim kabiliyeti ve markalaşma stratejileri sayesinde sağlandı. 2025’te yedek parça ihtiyacının %47’si yerli kaynaklarla karşılanırken, bu oranın 2030’da %55’e ulaşması bekleniyor. Özellikle ön takım, fren sistemleri, aydınlatma ve iç trim parçalarında Türkiye merkezli üreticilerin yatırımları hız kazandı” açıklamasında bulundu.

Tüketici Eğilimleri Değişiyor: Uzun Ömürlü Araç, Kaliteli Parça

Tüketicilerin pandemi sonrası 5 yılda zaman içerisinde sıfır araç temininde yaşadığı zorluklar, mevcut araçlarını daha uzun süre kullanmaya yönlendirdiğini aktaran Aşçı “Bu da bakım ve onarıma olan talebi artırdı. 2024’te otomobil tamir ustalarının iş hacmi %50’ye varan oranda artarken, kullanıcılar orijinal ve sertifikalı parçaya yönelerek bakım kalitesine önem vermeye başladı” değerlendirmesini yaptı ve geri dönüşüm, hurda parça ve sürdürülebilirlik konuları özelinde sektöre çağrıda bulundu.

Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Yedek parça sektörü sadece araçlar için değil, ekonomi için de stratejik bir kaldıraçtır. Ar-Ge, yerli üretim ve geri dönüşüm ekosistemi ile bu alanı güçlendirmek zorundayız. Elimizdeki veriler, sadece büyüklüğü değil, derinliği de gösteriyor. Bugün Türkiye’de ortalama araç yaşı 14’ü aştı. Bu yaşlı araç parkı, yedek parçayı sadece bakım değil, aynı zamanda emniyet ve sürdürülebilirlik eksenine taşıyor.” dedi. Ayrıca hurda parça geri dönüşümü konusunda özel sektör, STK ve kamunun birlikte çalışması gerektiğinin altını çizdi.

Continue Reading

Blog

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’te 95.8 Milyar TL’lik Yatırımla 69 Bin 700 Adet Aracı Filosuna Kattı!

Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2024 yılına ilişkin sektör verilerini açıkladı. Bu kapsamda; operasyonel araç kiralama sektörü 2024’te 95,8 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 69 bin 700 aracı filosuna kattı. Operasyonel araç kiralama sektöründe sedan gövde tipi yüzde 46,6 ile hala tercihlerde ilk sıradaki yerini korurken SUV karoser tipi yüzde 19,9 ile üçüncü sırada yer aldı.  Rapora göre, sektörün araç parkının yüzde 31,8’lik bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluştururken, benzinli araçların payı yüzde 58,5’e, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,6’ya yükseldi. Operasyonel araç kiralamanın sadece bir araç edinme yöntemi değil aksine A’dan Z’ye tam bir hizmet paketi olduğunu söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Günümüzde kaynaklar, mevcut koşullar nedeniyle, sınırlı hale geldi. Bu sebeple, kaynakları mümkün olduğunca verimli kullanmak sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler, ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları araçları temin etmek için satın alma alternatifi yerine artan oranda operasyonel kiralamayı tercih ediyor. Bu sayede öz kaynaklarını ve kredi limitlerini ana faaliyet alanlarında değerlendirme imkânı bulurken araç sahipliğinden kaynaklanan birçok maliyet kalemini ve riski de bertaraf etme imkânı elde etmiş oluyorlar.  Şirketlerin araç parkı dikkate alındığında, kiralamanın büyümesi konusunda yüksek potansiyeli görebiliyoruz” dedi.

 

Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2024 yılı sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılında 95 milyar 800 milyon TL’lik yatırımla 69 bin 700 adet yeni aracı filosuna kattı. 2024 yılı sonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü 280,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Sektörün toplam araç sayısı 2023 yılı sonuna göre yüzde 0,9 azalarak 251 bin 800 adede geriledi. Operasyonel kiralama sektörü 2024 yılında da ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya devam etti. Sektörün 2024’te ödediği vergi tutarı toplamda 50 milyar TL’yi buldu.

 

Kiralanan araçların yüzde 9,6’sı hibrit ya da elektrikli!

Rapora göre, Renault yüzde 18,2 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 16,7’le Fiat, yüzde 9,7 ile Toyota, yüzde 9,2 ile Volkswagen ve yüzde 8,9’la Ford takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 47,2’si kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30,6 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 10,1 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 2024 yılı sonunda yüzde 7,4’e yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 31,8’lik bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluştururken, benzinli araçların payı yüzde 58,5’e, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,6’ya yükseldi.

 

Kiralamada da ilk tercih hala sedan!

TOKKDER raporunda yer alan dikkat çekici verilerden bir diğeri ise, operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 46,6 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 24,3 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 19,9 ile üçüncü sırada yer aldı. SUV gövde tipindeki araçlarda 2023 yılı sonuna göre yüzde 23’lük bir artış dikkat çekti. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 81,7’sini otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 18,3 olarak gerçekleşti.

 

Operasyonel araç kiralama, işletmelere birçok faydayı bir arada sunuyor

2024 yılı sonuçlarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Operasyonel araç kiralamaya talep olmasına rağmen, enflasyondaki artışla beraber kira fiyatlarının artması ve finansman kaynaklarına erişimdeki engeller sebebiyle büyüme beklentinin altında kaldı. Etkileri sürmekte olan ülke ekonomimizdeki bozulma, ticari hayatı maalesef olumsuz yönde etkiledi. Elbette operasyonel kiralama sektörü de tüm sektörlerde olduğu üzere bu olumsuzluktan nasibini aldı. Özellikle, artan kredi faizleri, düşen büyüme hızı ancak buna rağmen yükselen enflasyon, şirketleri zorunlu olarak tasarruf etmeye yönlendirdi. Bu gelişmeler karşısında operasyonel kiralama sektörü bir miktar küçüldü. 2018 yılı sonunda 328 bin adetlik filo büyüklüğüne sahip olan sektörümüz, 2024 yılı sonunda 252 bine düştü. Sektörümüz ne kadar az operasyonel riske maruz kalırsa büyümesi de o kadar sürdürülebilir olacaktır. 30 Kasım 2024 tarihli ve 32738 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan “Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, araç kiralama işletmelerine, kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurarak, araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları üç yıl saklama zorunluluğu getirilmiştir. Kanunda ayrıca “genel kolluk kuvvetleri tarafından tutulan verilerden şahısların devam eden aktif araç kiralamasının olup olmadığı bilgisi araç kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmelerle paylaşılır.” hükmü de yer almaktadır. Kanundaki “Kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurma zorunluluğu” hükmünün, kanun Resmi Gazete’de yayınlanmadan önce, kanundan çıkarılması konusunda TOKKDER olarak girişimde bulunmuştuk. Ancak bu talebimizin karşılık bulmadığı görülmektedir. Diğer taraftan aralık ayında kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtlar için Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği kapsamında 31 Ocak 2025 tarihine kadar Taşıt Tanıma Birimi (“TTB”) başvurularının yapılması, 30 Nisan 2025 tarihine kadar ise montaj işlemlerinin tamamlanması zorunluluğu getirilmiştir. Sektörümüzü etkileyen dinamikler için uzun vadeli planlamaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ani ve sık yapılan bu tür değişiklikler, filosunda yüksek sayıda aracı olan şirketlerin ve araç kiralama firmalarının mali yapılarını ve işleyişlerini olumsuz etkileyebiliyor. TOKKDER görüş ve önerileri çerçevesinde yapılacak düzenlemelerin sektörümüzün hizmet standartlarını yukarı çekerek müşteri memnuniyetini daha da artıracağını düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

 

Operasyonel araç kiralamanın sadece bir araç edinme yöntemi değil aksine A’dan Z’ye tam bir hizmet paketi olduğunun altını çizen Kağan Yaşa, şöyle devam etti: “İhtiyaç duyduğu aracı satın almak yerine kiralama yöntemiyle edinmeyi tercih eden işletmeler, bu paketin sunduğu tüm avantajlardan faydalanmanın yanı sıra öz mal bir araç sahibi olmanın risklerinden tamamen korunaklı hale geliyor. Araç satın almak, şirketler için yüksek yatırımı ve araç yönetiminde verimsizlik potansiyelini de beraberinde getiriyor. Günümüzde kaynaklar, mevcut koşullar nedeniyle, sınırlı hale geldi. Bu sebeple, kaynakları mümkün olduğunca verimli kullanmak sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler, ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları araçları temin etmek için satın alma alternatifi yerine artan oranda operasyonel kiralamayı tercih ediyor. Bu sayede öz kaynaklarını ve kredi limitlerini ana faaliyet alanlarında değerlendirme imkânı bulurken araç sahipliğinden kaynaklanan birçok maliyet kalemini ve riski de bertaraf etme imkânı elde etmiş oluyorlar.  Sağlıklı analiz yapan her şirketin kiralamayı tercih etmesi lazım. Kiralama dünyada da büyüyor, bizde de büyümeye devam edecektir. Şirketlerin araç parkı dikkate alındığında, kiralamanın büyümesi konusunda yüksek potansiyeli görebiliyoruz.”

Continue Reading

Blog

Büyük İstanbul Tüneli İki Kıtayı Demir Ağlarla Birbirine Bağlayacak

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlandı, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek üçüncü tünel olacak. Bu projeyle günde 6,5 milyon yolcunun kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacak. Projenin 2025’te yüzde 25’inin ve 2028’de de tamamının bitirilmesi planlanıyor.

İki kıtayı metro hattı ile birbirine bağlayacak olan proje, İstanbul Boğazı’nı geçecek şekilde planlanmış olup, Söğütlüçeşme (Kadıköy) – İncirli (Bakırköy) arasında ulaşımı sağlayacak.

Büyük İstanbul Tüneli Projesi 4,3 km’lik bölümü boğaz geçişi olmak üzere toplamda 30,2 km uzunlukta ve 15 istasyondan oluşacak. Anadolu ve Avrupa yakasında toplamda 11 raylı sistem ile entegre olarak planlanan hattın, Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’un ulaşım sorununa önemli çözüm katkısı sağlayacak metro hattı olarak planlandı. Proje 2028 de faaliyete geçecek.

Kaynak: LOJİPORT

Continue Reading

En Çok Okunanlar

Copyright © 2020 Ticari Araç Haberleri markası tescilli bir markadır.