Otomotiv Sektörü
Otomotivin geleceği elektrikli araçlarla şekillenirken Mercedes-EQ bu dönüşüme öncülük ediyor

- EQC, EQS, EQE, EQA ve EQB modellerine sahip EQ serisi, çevre dostu olmasının yanında yüksek performans ve konfor sunuyor.
- Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli EQ ailesi emisyonsuz, sessiz ve yepyeni bir sürüş deneyimi sunuyor.
- Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, sürdürülebilirlik anlayışı ve ileri teknoloji ile tasarlanan, farklı segmentlerde, farklı menzil seçenekleri sunan yüksek performanslı ve çevre dostu EQ ailesini tanıttı.
- Bekdikhan, “Elektrikli araçlara ilgi giderek artıyor, bu yıl toplam satışımızın yüzde 10’u EQ araçlarından gerçekleşecek’’ dedi.
Sürdürülebilirlik kavramının giderek önem kazandığı günümüzde, elektrikli araçlara yönelik eğilim de dikkat çekici şekilde yükseliyor. Dünya son yıllarda köklü teknolojik dönüşümlere sahne olurken, otomotiv hem bu değişimden etkilenen hem de sürece yön veren sektörlerden biri. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde mümkün olan tüm pazarlarda satış hedefini tamamen elektrikli otomobillere yönelik koyan Mercedes-Benz, tamamen elektrikli EQ ailesiyle bu alanda da öncü rol oynuyor.
Mercedes-EQ: Geleceğe dönük ve çevreci
Mercedes-EQ, Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli otomobil ve teknoloji alt markası. Sıfır emisyon, sessiz ve yepyeni elektrikli sürüş keyfi sunan tam elektromobilite, tamamen elektrik gücü ile geleceğe dönük ve çevreci olan EQ, bunun yanında sportif hızlanma, esnek ve güçlü menzil ve en yeni, öncü teknolojik donanımlar gibi avantajlar da barındırıyor. Çevre dostu otomobiller, sürüş keyfinden ödün vermeden kalkış anından itibaren maksimum tork ile çarpıcı derecede güçlü ve kademesiz hızlanma sunuyor.
EQC: Mercedes-EQ’nun Türkiye’deki ilk modeli
2020’nin sonlarında yola çıkan EQC, Mercedes-EQ marka Türkiye’de satışa sunulan tamamen elektrikli ilk model. EQC, avangart ve bağımsız bir estetiği temsil ederken, modern lüksün sembolü olarak karşımıza çıkan elektrikli bir SUV. Son derece hafifletilmiş çizgileri, çarpıcı ilk izlenimi anında ortaya koyarken aynı zamanda etkileyici bir saflık, sakinlik ve modernlik yansıtıyor. Geri dönüştürülmüş plastik gibi kaynakları koruyan malzemelerin ve yenilenebilir ham maddelerin araçlardaki kullanımı sürekli olarak geliştiriliyor. Bu anlamda ilk, EQC için geliştirilen yüksek kaliteli koltuk döşemesi “Response”, yüzde 100 geri dönüştürülmüş PET şişelerden oluşuyor. Ayrıca stepne yuvası kaplamasında veya motor odası altındaki kaplamalarda da geri dönüştürülmüş plastikler kullanılıyor.
EQS: Mercedes-EQ’nun lüks sınıftaki tamamen elektrikli ilk sedan otomobili
Markanın lüks sınıftaki tamamen elektrikli ilk sedan otomobili EQS, Türkiye’de bu yıl satışa sunuldu. EQS, lüks ve üst sınıfta elektrikli otomobil modüler mimarisine sahip ilk model olmasıyla dikkat çekiyor. Teknoloji ve inovasyon konusundaki öncü yenilikleriyle MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) Hyperscreen gibi yepyeni özellikleri birleştiren EQS hem sürücü hem de yolcuya odaklanıyor. Hızlı şarj istasyonlarında sadece 31 dakikada yüzde 80’e kadar şarj olabilen EQS, tam şarj ile azami 649 km menzil sunabiliyor. Her nefesin bir öncekinden daha temiz olduğu, yeryüzüne tek bir plastiğin bile atılmadığı bir dünyayı hayal eden Mercedes-Benz, elektrikli otomobillerinde karbon emisyonunu sıfıra indiriyor, geri dönüştürülmüş materyalleri kullanarak bu dönüşümüne hız kesmeden devam ediyor. EQS’in iç tasarımında, mikrofiberin yanı sıra yüzde 100’e varan oranda geri dönüştürülmüş PET şişelerden üretilmiş çeşitli yüksek kaliteli kumaşlar kullanılıyor. EQS’deki zemin kaplamaları, geri dönüştürülmüş halılardan ve balık ağlarından elde edilen naylon ipliklerin bir araya getirilmesiyle üretiliyor. Geleneksel plastikleri yenilenebilir ham malzemelerle değiştirmek için doğal liflerin ve tekstillerin kullanımına odaklanan Mercedes-Benz’in EQS üretiminde kullandığı kaynak tasarrufu sağlayan malzemeler toplamda 80 kilogramı buluyor. EQS’in üretimi karbon nötr şekilde Sindelfingen’deki Factory 56’da gerçekleşiyor.
EQE: 32 dakikada şarj oluyor, 554 km menzili bulunuyor
Menzili 554 km’ye kadar çıkabilen EQE, hızlı şarj istasyonlarında sadece 32 dakikada şarj olabiliyor. En ince ayrıntısına kadar seçkinlik ve dinamizm taşıyan modelde en yüksek kalitede işçilik ve malzemeler kullanılıyor. EQE’nin ana karakteristik özelliği olan Tek-Yay (One-Bow) tasarımı, arkadan öne kadar tek bir çizgiyi takip ederek Coupé benzeri bir silüet oluşturuyor. Ön tarafta üç boyutlu Mercedes-Benz yıldızı işlemeli radyatör paneli ile kavuşan bu çizgi, aracın görünümüne tam bir bütünlük kazandırıyor. EQE elektrikli araçların üretiminde evsel atıklardan elde edilen plastik ikame malzemesi UBQ™ ile yapılan kablo kanalları kullanımı planlanıyor.
EQA: Mercedes-EQ markasının ilerici lüks yaklaşımını yansıtıyor
EQA, tamamen elektrikli Mercedes-EQ dünyasına yeni giriş seviyesini oluşturuyor. Elektrikli tasarım estetiği, Mercedes-EQ markasının ilerici lüks yaklaşımını yansıtıyor. Sürüş destek sistemleri; örneğin Araçtan Çıkış Kör Nokta Yardımcısı, DISTRONIC, Aktif Takip Yardımcısı, navigasyon gibi donanımlar sürücüyü birçok açıdan destekliyor. Ayrıca, ENERGIZING Comfort ve MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) gibi farklı Mercedes-Benz özellikleri de sunuluyor.
EQB: Kompakt elektrikli otomobiller arasında özel konumda
Büyük bir çekirdek aile veya küçük bir geniş aile için, yedi koltuklu EQB, ailelerin farklı gereksinimlerini karşılıyor ve farklı taşıma ihtiyaçlarına da çözüm sunuyor. Bu özellik ile kompakt elektrikli otomobiller arasında özel bir konuma yerleşiyor. Üçüncü sıradaki iki koltuk, 1,65 metreye kadar olan yolcular tarafından kullanılabiliyor. Ayrıca bu koltuklara çocuk oto-koltuğu da takılabiliyor. EQB, EQA’dan sonra Mercedes-EQ ürün gamının tamamen elektrikli ikinci kompakt otomobili. Güçlü ve verimli elektrikli güç-aktarma sistemi, akıllı enerji geri-kazanım özelliği ve Elektrikli Zekâ teknolojisine dayalı Navigasyon gibi özellikler EQA ile olan ortak özelliklerden birkaçı.
Bekdikhan; “Türkiye’de en çok segmentte elektrikli otomobil sunan marka olarak hedefimiz bu ivmeyi koruyarak lider konumumuzu elektrikli otomobillerde de sürdürmek”
Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, Ambition 2039 planı kapsamında 2039 yılına kadar geliştirmeden tedarikçi ağına, üretimden ürünlerin elektrifikasyonuna, yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar tüm değer zincirlerinde karbon nötr olmayı hedeflediklerini ve Mercedes-EQ’nun bu stratejinin önemli bir parçası olduğunu belirtti. Bekdikhan “Mercedes-EQ çarpıcı derecede güçlü, yüksek performanslı ve çevre dostu. Bu seneki satışlarımızın yüzde 10’luk diliminin elektrik araçlarımıza ait olacağını öngörüyoruz. 2025’ten itibaren ise tüm yeni araç platformlarımız yalnızca elektrikli olacak ve müşteriler her model için tamamen elektrikli bir alternatif seçebilecek. Önümüzdeki 10 yıl içinde mümkün olan tüm pazarlarda tamamen elektrikli otomobillere geçmek için hazırlık yapıyoruz. Şu anda Türkiye’de en çok segmentte elektrikli otomobil sunan marka olarak hedefimiz bu ivmeyi koruyarak lider konumumuzu elektrikli otomobillerde de sürdürmek.” dedi.
Otomotiv Sektörü
Stellantis markalarının Tofaş bünyesinde bir araya gelmesi sonrasında

Türkiye’deki Stellantis markalarının Tofaş bünyesinde bir araya gelmesi sonrasında, markalara liderlik edecek üst düzey yöneticiler açıklandı.
Tofaş’ın Türkiye’de temsil ettiği Alfa Romeo, Citroën, DS Automobiles, FIAT, Jeep®, Opel ve Peugeot markalarının üst yöneticilerinin belirlendiği organizasyon 5 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla geçerli olacak.
Tofaş’ın yeni ticari organizasyon yapısı açıklandı. Tofaş yeni yapısı ve liderleri ile Stellantis markalarının müşterilerine daha fazla değer yaratmaya; yüksek müşteri memnuniyeti sunmaya, mobilite hizmetlerine ve yenilikçi çözümler geliştirmeye odaklanacak. Yeni organizasyon yapısında; markalardan sorumlu direktörler ile Filo ve 2. El Satış’tan sorumlu direktör; Markalar Direktörü İbrahim Anaç’a bağlı olarak görev yapacak.
Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu gerçekleşen organizasyon değişimi ve atamalara ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi “Stellantis Türkiye’de üstlendikleri görevlerin ardından aramıza katılan çalışma arkadaşlarımıza yeni görevlerinde başarılar dilerim. Uzun yıllardır markalarımıza liderlik eden üst düzey yöneticilerimize de başarılarının devamını diliyorum. Tüm liderlerimizin, müşterilerimiz için yarattığımız değeri ve markalarımızın performansını daha da ileri taşıyacaklarına inanıyorum. Tofaş ve Stellantis Türkiye’nin güçlerini birleştirmesiyle otomotiv sektörünün deneyimli ve yetkin ekipleri bir araya geldi. Bu çeşitliliğin yaratacağı sinerjiyle daha büyük başarılara imza atacağız. Yeni iş alanlarına giriş fırsatları elde etmeyi ve müşterilerimize yarattığımız değeri artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Altan Aytaç- FIAT Direktörü
Yeni yapıda, Markalar Direktörü olarak görev alacak olan İbrahim Anaç, 1990 yılında Polis Akademisi’nde üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, Saint Thomas Üniversitesi’nde MBA (Master of Business Administration) ve Uluslararası İşletme yüksek lisansını tamamladı. 1997 yılında profesyonel iş hayatına başlayan Anaç, 2017 yılına dek otomotiv sektöründe farklı markalarda üst düzey görevler aldı. Aynı yıl Peugeot Otomotiv Pazarlama A.Ş. Genel Müdürlüğünü üstlenen İbrahim Anaç, 2022 yılında Stellantis’in MEA (Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi’nin Ticari Başkanlığına getirildi. Anaç, 2024 yılından bu yana Stellantis Türkiye Ülke Başkanı olarak görev yapmaktaydı.
Alfa Romeo, DS Automobiles ve Jeep Direktörü olarak Selim Eskinazi görev yapacak. Eskinazi, Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra 2006 yılından itibaren otomotiv sektörü içerisinde birçok farklı rolde görev yaptı. Eskinazi, Stellantis Türkiye çatısı altındaki görevine, Temmuz 2022 itibarıyla başlamıştı.

Selim Eskinazi- Alfa Romeo- DS Automobiles – Jeep Direktörü
Citroën Marka Direktörlüğünü Bora Duran sürdürecek. Lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler İşletme Fakültesi’nde tamamlayan Duran, İngiltere’deki Gloucestershire Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2019 yılında Citroën Türkiye’de Satış Bölge Müdürü olarak çalışmaya başlayan Duran, 1 Şubat 2025 tarihinden bu yana Citroën Marka Direktörlüğünü yürütüyor.

Hüseyin Şahin- Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü
2015 yılından bu yana FIAT markasının direktörlüğünü yürüten Altan Aytaç ise görevine devam edecek. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Koç Üniversitesi’nde MBA yüksek lisans programını tamamlayan Altan Aytaç,
çalışma hayatına Tofaş’ta başladı. Aytaç sırasıyla CBU Lojistik Departman Müdürü, Ticari Projeler Koordinatörlüğü, FIAT Marka Müdürlüğü ve Alfa Romeo ve Lancia markalarının direktörlüğünü üstlendi. 2008 yılında Tedarik Zinciri Direktörlüğü’ne atanan Aytaç, FIAT Marka Direktörlüğü görevinden önce; Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü olarak görev yapmıştı.

Yiğit Yantaç- Opel Direktörü
Opel Marka Direktörlüğü görevini Yiğit Yantaç sürdürecek. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve 2020 yılından bu yana Stellantis çatısı altında farklı görevler alan Yantaç, 2023 yılından bu yana Opel Marka Direktörlüğü görevini yürütüyor.
Peugeot Marka Direktörlüğünü ise Gupse Kaplan devam ettirecek. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İktisadi ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Nice Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Bölümü’nde yüksek lisans yapan Kaplan, 2024 yılında atandığı görevini sürdürecek.

Gupse Kaplan- Peugeot Direktörü
Yeni organizasyon yapısında; Filo ve 2.El Satış Direktörü olarak Mahmut Karacan görev yapacak. Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve 1995 yılında başladığı çalışma hayatında otomotiv sektöründe farklı kademelerde yöneticilik yapan Mahmut Karacan, 2013- 2015 yılları arasında Alfa Romeo, Jeep® ve Lancia Marka Direktörlüğü görevini yürüttü. 2015 yılında FIAT Satış Direktörlüğünü üstlenen Karacan, yeni yapılanma ile Filo ve 2.El Satış Direktörlüğünü yürütecek.

Bora Duran- Citroën Direktörü

Mahmut Karacan- Filo ve 2.El Satış Direktörü
Tofaş’ta 2015 yılından bu yana Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü rolünü üstlenen Hüseyin Şahin ise yeni markalarla birlikte büyüyen görevini CEO Cengiz Eroldu’ya bağlı olarak sürdürecek. Uludağ Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan ve otomotiv sektöründe uzun yıllardır üst yönetici olarak görev alan Hüseyin Şahin 2011-2015 yılları arasında Tofaş’taki Satış Direktörlüğü görevinin ardından, Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü olarak atanmıştı.
Blog
OMODA7 Yeni Nesil İçin Crossover Segmentini Yeniden Tanımlıyor!

Yenilikçi tasarım diline sahip modelleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine çeken OMODA markası dünya genelinde yeni nesilleri en iyi anlayan ve farklı yaştan gençlerin farklı ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını her zaman derinlemesine anlayan ve karşılayan bir crossover markası olarak dikkat çekiyor. C segmenti bir crossover olan OMODA7 ve şarj edilebilir hibrit OMODA7 PHEV, NEO tasarımı, NEO teknolojisi ve NEO kalitesiyle trendleri hedefliyor. Kullanıcılar, “Art in motion X” vizyonuna sahip dış tasarımından akıllı kokpit ve konfor deneyimine kadar, NEO ulaşım ve yaşam tarzının çekiciliğini deneyimleyebiliyor ve OMODA’nın öncü bakış açısını crossover segmentinde nasıl yeniden tanımladığını görebiliyor.
Toplumsal ritmin hızlanması ve kişisel gereksinimlerin artmasıyla birlikte OMODA, yeni nesillerin belli bir kesiminin daha olgun karakter özellikleri sergilediğini gözlemledi. Bu, aslında içe dönük ama dizginlenemeyen bir grup. Dışarıdan bakıldığında pek dikkat çekmeyen ama içten içe farklı olmayı hedefleyen bir yapıya sahip. OMODA, bu kitleye hitap etmek amacıyla NEO Crossover vizyonuyla yeni OMODA7’yi piyasaya sürdü.
OMODA7 NEO vizyonuyla ulaşımı yeniden tanımlıyor!
Şehrin neon ışıkları geceyi aydınlattığında, OMODA7 keskin “X” şeklindeki ön cephesiyle karmaşanın içinden sıyrılıyor. Gövde, ön taraf alçak ve arka kısım daha yüksek olmak üzere bir dalış pozisyonu sergiliyor. Gizli yan camlar ve sileceklerin tasarımı, gövde hatlarının incelikle işlenmiş bir sanat eseri gibi kusursuz bir şekilde harmanlanmasını sağlıyor. OMODA 7, sınıfında tek olan akıllı ritim aydınlatma setiyle donatıldı. Böylece sanki gövdeden enerji akıyormuş gibi aracın durumuna göre gerçek zamanlı olarak uyum sağlayabiliyor. Araç çalıştırıldığında ön tampondaki aydınlatmalar yanarak ışık gösterisinin başladığını işaret ediyor. Akan sinyaller dönüşlerde yanıp sönerek aracın yan taraflarında dinamik ışık ve gölgeler yaratıyor. Şarj için park edildiğinde ise yan camdaki şarj lambaları yanarak araca dinamik bir hava katıyor.
OMODA7 akıllı kabin teknolojisiyle iç mekânda da NEO vizyonunu vurguluyor!
Akıllı kabine binen ön yolcu, bu sınıftaki tek 15,6 inçlik Star Track kayar ekran üzerinde dört parmağını sorunsuzca kaydırarak anında üst düzey sürükleyici akıllı eğlence yolculuğuna başlayabiliyor. 12 hoparlörlü panoramik ses sistemi, melodiyi senkronize bir şekilde çalarken her hoparlör sessizce birlikte çalışarak sürükleyici bir deneyim üretiyor. Dört bölgeli ses tanıma sistemi, ulaşım için mükemmel bir yardımcı olarak öne çıkıyor. Dış dünyadaki sesler çift katmanlı ses geçirmeyen camlar sayesinde kabinden uzak tutulduğundan aracın içi huzur dolu bir vahaya dönüşüyor. İster trafik sıkışıklığı stresi olsun, isterse de uzun bir yolculuğun yorgunluğu; tüm bunların etkisi, çok iyi ayarlanan zarif süspansiyon ve sessiz kokpit sayesinde hafifletiliyor. Akşam vakti aracın camından içeri hafif bir esinti estiğinde, ön koltuktaki yolcunun sadece bir düğmeye basması yeterli oluyor ve VIP koltuk bacak desteğini yavaşça açarak yumuşak masaj modunu başlatıyor.
OMODA7 PHEV Süper Hibrit sayesinde menzil sınırlarına takılmıyor!
OMODA7 PHEV hibrit modelinin, OMODA markasının dünyanın öncü NEV teknolojisi Süper Hibrit Sistem (SHS) ile donatılan ilk süper hibrit modeli olduğunu da belirtmekte fayda var. OMODA7 PHEV, “ultra uzun toplam sürüş menzili, ultra düşük şarj modu yakıt tüketimi (CS) ve tamamen elektrikli sürüş menzili” açısından sınıfının en iyi performansıyla, Çin’deki dokuz ülkeyi kapsayan basın turu kapsamında yeni tamamlanan Süper Hibrit Maratonu’nda tüm beklentileri aştı. Ölçülen menzil 1.457 km’ye ulaşarak hibrit SUV dünyasının tüketim ve menzil standardını yeniden tanımladı. En güzel OMODA modelinin süper hibrit teknolojisiyle bir araya gelmesiyle NEO trend ulaşım konsepti ve NEO teknolojileri son derece gelişmiş ve entegre bir yapı ortaya koyuyor. Böylelikle OMODA7, üst düzey crossover ulaşımını yeniden tanımlıyor.
Blog
T10X’te avantajlı fırsatlar mayıs ayında da sürüyor

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, T10X sahibi olmak isteyen kullanıcılara mayıs ayında da avantajlı fırsatlar sunmaya devam ediyor. Stoklarla sınırlı finansman desteği kapsamında mayıs ayında bireysel kullanıcılara T10X V2 için 400 bin TL krediye %0 faiz veya 1 milyon TL krediye 48 ay vadeli seçenekler yer alıyor.
Togg, tüm Türkiye’yi farklı finansman destekleriyle T10X ile buluşturmaya devam ediyor. Kullanıcılara konforlu bir mobilite deneyimi sunan Togg, mayıs ayında da stoklarla sınırlı kampanyasını sürdürüyor. Bu kapsamda bireysel kullanıcılar, T10X V2 için 400 bin TL krediye %0 faizli 12 ay vadeli 33 bin 333 TL aylık geri ödemeyle sahip olabiliyor.
1 milyon TL krediye 48 ay vade imkânı
Kampanya kapsamında kullanıcılar, 1 milyon TL krediye %3,33’ten başlayan faiz oranlarıyla 48 ay vadeli 49 bin 804 TL aylık geri ödemeyle de T10X V2 satın alabiliyor.