Otomotiv Sektörü
Yeni Mercedes-Benz E-Serisi: Dünyalar Arası Köprü

- 2023 yazında Avrupa yollarına çıkacak.
- Ürün gamının yarısı dördüncü nesil şarj edilebilir hibrit olacak.
- Türkiye’de ilk olarak E 220 d 4MATIC ve Türkiye için özel olarak üretilen E 180 motor seçenekleri sunulacak.
- Yeni E-Serisi akıllı eğlence sistemi daha sürükleyici ve etkileşimli.
E-Serisi, 75 yılı aşkın bir süredir orta sınıf lüks sedan dünyasında standartları belirliyor. Mercedes-Benz, 2023 yılında bu segmentte tamamen yeni bir sayfa açıyor: Yeni E-Serisi, içten yanmalı motordan elektrikli güç-aktarma sistemlerine geçişe işaret ediyor. Ayrıca yeni elektronik mimarisiyle kapsamlı bir dijital kullanıcı deneyimi sağlıyor. Türkiye’de ilk olarak E 220 d 4MATIC ve Türkiye için özel olarak üretilen E 180 motor seçenekleri sunulacak.
Dış tasarımda geleneksel gövde orantıları ve özel karakteristik çizgiler
Yeni E-Serisi, geleneksel üç hacimli sedan gövde orantılarına (Uzunluk: 4.949 mm, Genişlik: 1.880 mm, Yükseklik: 1.468 mm) sahip. Kısa ön aks uzantısına sahip otomobilde, uzun kaputu oldukça geride konumlandırılan kokpit takip ediyor. Geride konumlandırılan arka kabin tasarımı, kendisini uyumlu bir şekilde takip eden bagaj uzantısına sahip. 2.961 mm uzunluğundaki aks mesafesi, bir önceki nesil E-Serisi’ne göre 22 mm daha uzun.
Mercedes-EQ modellerinin radyatör panelini andıran parlak yüzey, yeniden tasarlanmış sportif farlar ve radyatör ızgarası arasında estetik bir bağlantı noktası görevini üstleniyor. Üç boyutlu olarak tasarlanan radyatör ızgarası, dış mekan tasarım konseptine bağlı olarak yenilikçi, klasik veya sportif bir görünüm kazanabiliyor. Standart olarak sunulan yüksek performanslı LED farların yerine opsiyon olarak da DIGITAL LIGHT, tercih edilebiliyor. Hangi far çeşidi tercih edildiği fark etmeksizin, tasarımı gündüz ve gece her an kendisini fark ettiriyor. Mercedes-Benz’in bir tasarım geleneği olan ve kaş çizgisini andıran far tasarımı yeni E-Serisi’nde de kendisini gösteriyor. Otomobilin kaputunda sportifliğe vurgu yapan güç kubbeleri yer alıyor.
Otomobilin profilden görünümü, geride konumlandırılan kabin sayesinde, ahenkli gövde orantılarını gözler önüne seriyor. Opsiyon olarak Mercedes-Benz modellerinde kullanılan gizli kapı kolları alınabiliyor. Yan cephede yer alan karakteristik çizgiler otomobilin sportif karakterini vurguluyor.
Arka cephede yeni bir kontüre ve özel tasarıma sahip iki parçalı LED arka lambalar göze çarpıyor. Her bir arka lambada yer alan Mercedes-Benz yıldız motifi günün her anında kendisini gösteriyor.
MBUX Superscreen ile öne çıkan iç tasarım
Ön konsol, iç mekanı benzersiz bir dijital deneyime hazır hale getiriyor. E-Serisi isteğe bağlı ön yolcu ekranı ile donatıldığında, MBUX Superscreen’in geniş cam yüzeyi merkezi ekrana kadar uzarak bütüncül bir görünüm sağlıyor. Sürücünün görüş alanında yer alan tamamen dijital gösterge paneli görsel olarak bu yapıdan ayrılıyor. Yolcu ekranı olmayan versiyonlarda ekranın yerini farklı seçeneklerde sunulabilen süslemeler alıyor. Görsel olarak ayrışan merkezi ekran, bu panelin içbükey yüzeyinin üzerinde süzülüyormuş etkisi yaratıyor.
Gösterge panelinin ön bölümü, 64 renkli ambiyans aydınlatması ile aydınlatılıyor. Işık şeridi, ön panelde geniş bir yay çizdikten sonra A sütunlarını aşıp kapılara kadar uzanarak iç mekandaki ferahlık hissini güçlendiriyor. Kapı panellerinin üst kısmındaki havada süzülüyor gibi görünen kumanda ünitesi ekranların cam yüzeylerinin görünümüyle eşleşiyor.
Ön kolsolla homojen bir tasarıma sahip orta konsol, ön konsolun alt bölümüyle düz bir çizgi halinde birleşiyor. Kapaklı ve bardak tutuculu eşya gözü, ön tarafta üç boyutlu olarak şekillendirilen üniteye entegre edilmiş durumda. Orta konsolun arka kısmında yumuşak yapıda bir kol dayama bölgesi yer alıyor.
Kapı orta paneli, içbükey bir kıvrım sayesinde kesintisiz bir şekilde kolçakla birleşiyor. Elektrikli cam kumandalarına ve kapı kollarına yer veren ön kısım, metalik detayları ile otomobilin sahip olduğu ileri teknolojiyi görsel olarak vurgulayan bir unsur larak tasarlandı. Koltuklardaki oturma yüzeyinin ve sırt bölgesinin konturları, zarif bir akış oluşturacak şekilde içten dışa uzanıyor. Ayrıca katmanlı tasarım sayesinde koltuğun tabanı zemin üzerinde süzülüyor hissi uyandırıyor. Girintili dikey çizgiler, yukarı doğru genişleyerek dış konturu takip ediyor. E-Serisi, iç mekan genişliğinde sınıfının önde gelenlerinden. Sürücü, bir önceki modele göre 5 mm daha fazla baş mesafesine sahip. Arka koltuktaki yolcular ise 2 cm artan aks mesafesinden yararlanıyor. Diz mesafesinde 10 mm ve bacak mesafesinde 17 mm artışın yanında arka dirsek genişliği de 1.519 mm gibi önemli bir artış vaat ediyor. 25 mm’ye ulaşan bu artış neredeyse bir S-Serisi kadar bir alan sunuyor. Bagaj hacmi ise 540 litreye kadar çıkıyor.
Motor seçeneklerinin yarısını Plug – In Hibrit oluşturuyor
Sistematik elektrifikasyon ve akıllı hacim küçültme çözümleri sayesinde yeni E-Serisi tüm motor seçenekleriyle verimlilikte yeni standartlar belirliyor. Motor seçeneklerinin yarısı dördüncü nesil Plug-In Hibrit sistemlerden oluşuyor. Sunulan altı motor seçeneğinden üçünde içten yanmalı motorun avantajlarını elektrikli bir otomobilinkilerle birleştiriyor.
İçten yanmalı motorlar güncel modüler Mercedes-Benz motor ailesi FAME (Modüler Motorlar Ailesi), sıralı dört silindirli veya altı silindirli motorlardan oluşuyor.
Hem dizel hem de benzinli motorlar, turbo besleme dışında entegre bir marş jeneratörü (ISG) ile destekleniyor. Dolayısıyla bu motor seçenekleri birer yarı hibrit. Yeni batarya teknolojisi sayesinde elektromotorlar 15 kW yerine 17 kW ek güç ve 205 Nm ek tork sunuyor.
Türkiye pazarına özel E 180 motor seçeneği
Türkiye pazarında ilk etapta E 180 ve E 220 d 4MATIC olmak üzere biri benzinli ve dizel iki farklı motor seçeneği sunulacak.
Türkiye pazarına özel E 180 M 254 motor NANOSLIDE® silindir kaplaması veya CONICSHAPE® silindir honlaması dahil en gelişmiş motor teknolojilerini bünyesinde barındırıyor. Arkadan itişli oluşuyla sportif bir sürüş deneyimi sunan E180, 167 beygir gücünde (25 kW) içten yanmalı benzinli motorun yanı sıra, 22 beygir gücünde (17 kW) elektrik motoruyla, sadece dünya üzerinde sadece Türkiye’de sunulacak.
E 220 d 4MATIC (WLTP: ortalama yakıt tüketimi: 5,7-4,9 lt/100 km, ortalama CO2 emisyonu: 149-130 gr/km) versiyonundaki OM 654 M da gelişmiş motor teknolojilerini bünyesinde barındırıyor ve yüksek verimlilik seviyesiyle dikkat çekiyor. Her iki motorda da standart olarak 9G-TRONIC otomatik şanzıman sunuluyor.
AIRMATIC ve arka aks yönlendirmesi ise opsiyonel olarak geliyor.
Yeni E-Serisi çevikliği ve yüksek yol tutuşunu büyük oran her biri dört kontrol kolu tarafından hassas bir şekilde yönlendirilen ön tekerler sayesinde sağlıyor. Beş kollu bağımsız arka aks ise düzlüklerde üstün bir stabilite sağlıyor. Ön akslardaki yaylar ve amortisörler tek bir payandada birleşerek tekerleklerin yönlendirilmesinde görev almıyor. Böylece, süspansiyon sistem hassas tepkiler verebiliyor. Ön yardımcı şasi ve arka aks taşıyıcısı, süspansiyon ve gövdeyi titreşim ve gürültüden arındırıyor. Yeni E-Serisi’nin ön iz genişliği 1.634 mm ve arka iz genişliği 1.648 mm ölçülerine sahip. Ayrıca tekerlekler 21 inçe kadar farklı jant seçenekleri ile donatılabiliyor.
Yeni E-Serisi’nde opsiyonel olarak teknik paket sunuluyor. Teknik paket, ADS+ sürekli ayarlanabilir amortisörler ve arka aks yönlendirmesine sahip çok yönlü AIRMATIC havalı süspansiyon sistemini içeriyor. Bu nedenle her zaman adaptif sönümleme sistemi ADS+’a sahip AIRMATIC süspansiyon, yüksek bir hassasiyette maksimum konforu sağlıyor. AIRMATIC ayrıca seviye kontrol işlevi ile araç yükünden bağımsız olarak otomobilin yerden yükseklini sabit tutar veya istenen seviyede değişiklik yapabilmeyi sağlamakta. Yeni E-Serisi, opsiyonel olarak sunulan arka aks yönlendirmesi ve buna eşlik eden daha doğrusal oranlı ön aks direksiyon oranı ile çevik ve dengeli sürüş özellikleri sergiliyor. 4,5 dereceye direksiyon açısına sahip arka aks, dönüş çapını azami 90 santimetre azaltabiliyor. 4MATIC versiyonlarda dönüş çapı 12,0 metre yerine 11,1 metre seviyesine inerken, arkadan itişli versiyonlarda 11,6 metreden 10,8 metreye düşüyor.
Etkileyici ve sürükleyici eğlence deneyimi
Yeni E-Serisi’nde müzik, oyunlar ve birçok içerik neredeyse tüm duyularla deneyimlenebiliyor. İç mekandaki dijital yenilikler sayesinde E-Serisi artık daha akıllı. Ayrıca kişiselleştirme ve etkileşimde tamamen yeni bir boyut açıyor. Yeni E-Serisi, sahip olduğu yazılım odaklı anlayış sayesinde analog donanımları azaltarak elektronik altapısını daha dijital bir noktaya taşıyor.
Önceden ayrı ayrı işlem gören bilgisayar fonksiyonları artık tek bir işlemcide birleşiyor. Böylece ekranlar ve MBUX eğlence sistemi, çok güçlü bir merkezi araç bilgisayarını paylaşıyor. Daha hızlı gerçekleşen veri akışı sayesinde sistemin çalışma performansı artıyor.
Yeni E-Serisi’nde yer alan yapay zeka sayesinde MBUX, çok sayıda bilgi-eğlence, konfor ve araç işlevi için kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor. Sıfır katmanlı tasarım ile kullanıcı, alt menüler arasında gezinmek veya sesli komut vermek zorunda kalmıyor. Duruma bağlı ve bağlamsal olarak, uygulamalar görüş alanında en üst düzeyde görünüyor. Böylece, bir fonksiyona ulaşmak zahmetsiz bir hal alıyor. Opsiyonel olarak sunulan MBUX Navigasyon için arttırılmış gerçeklik sayesinde grafik navigasyon ve trafik bilgilerini canlı görüntülerin üzerine yerleştiriyor.
Şimdiye kadar çoğunlukla telefon uygulamaları, kullanıcının akıllı telefonundan bilgi-eğlence sistemine yansıtmasıyla ulaşılabiliyordu. Apple Car Play veya Android Auto, araç hareket halindeyken mobil cihazın belirli işlevlerinin orta ve yolcu ekranında kullanılmasını sağlıyor. Mercedes-Benz’deki yazılım uzmanları, üçüncü parti uygulamalarının yüklenmesine izin veren yeni bir uyumluluk katmanı geliştirdi.
Yeni E-Serisi ile iki farklı ses sistemi sunuluyor. Standart ses sistemi 7 hoparlör ve 5 kanal 125 Watt amplifikatörden oluşuyor. Opsiyon olarak Burmester® 4D surround ses sistemi alınabiliyor. Burmester® 4D surround ses sistemi, 21 hoparlör ve 15 kanal 730 Watt amplifikatör ile çok daha gelişmiş bir ses kalitesi sunduğu gibi ön koltuklardan verilen bas titreşimleri sayesinde müzik dinlemeyi fiziksel bir deneyim haline dönüştürüyor
Müzik görünür hale geliyor: Ses Görselleştirme
Ses Görselleştirme işlevine sahip yeni 64 renkli ambiyans aydınlatması sayesinde yeni E-Serisi kullanıcıları, müziği üç duyu ile deneyimleyebiliyor. Müzik ve film veya uygulama seslerini (istenirse Dolby Atmos® teknolojisi ile) duyabiliyor, hissedebiliyor (opsiyon olarak sunulan Burmester® 4D surround ses sistemindeki ses rezonansı dönüştürücüler aracılığıyla) ve ayrıca görebiliyor. İlk kez E-Serisi ile sunulacak olan görselleştirme, 64 renkli ambiyans aydınlatmasının ışık şeridinde gerçekleşiyor. Örneğin, hızlı vuruşlar hızlı ışık değişikliklerine neden olurken, akıcı ritimler yumuşak bir şekilde birleşen aydınlatma yaratabiliyor.
Eğlence deneyimi ön yolcu için her zaman etkileyici. Ön yolcu, opsiyonel olarak sunulan kendine ait ekranda TV veya video akışı gibi dinamik içerikleri izleyebiliyor. Gelişmiş kamera tabanlı koruma sayesinde sürücünün ekranı izlediği durumlarda otomatik olarak kararak, eğlenceyi bölmeden güvenli sürüşün keyfini sunuyor.
Sesli Komut:
MBUX sesli komutlar ile daha da işlevsel hale geliyor. “Sadece Konuş” işleviyle artık akıllı sesli komut “Hey Mercedes” olmadan da etkinleştirilebiliyor. İşlev etkinleştirildiğinde, ekranda kırmızı bir mikrofon simgesi otomobilin hazır olduğunu ve komut beklediğini gösteriyor.
Artırılmış günlük konfor: Rutinler
Mercedes-Benz, kullanıcıların hangi konfor sistemlerini düzenli olarak kullandığını öğrenmesi için yapay zeka (AI) üzerinde çalışıyor. Yapay zekanın aynı koşullar altında çeşitli işlevleri otomatikleştirmesi amaçlanıyor. Böylece kişiselleştirilmiş otomasyon oluşuyor. Mercedes-Benz, şimdiden oldukça gelişmiş olan bu yeniliği ‘rutin’ olarak adlandırıyor.
Yeni E-Serisi’nin lansmanıyla, kullanıcılar standart rutinler için şablonlar kullanabilecek. Ayrıca rutinleri kendileri oluşturma seçeneğine de sahip olacaklar. Kullanıcılar bunu yaparken, çeşitli işlevleri ve koşulları birbirine bağlayabiliyor. Örneğin, “İç sıcaklık on iki santigrat derecenin altındaysa, koltuk ısıtmasını aç ve ortam aydınlatmasını sıcak bir turuncuya ayarla” şeklinde komutlar verebiliyorlar.
Dijital Havalandırma Kontrollü THERMOTRONIC
THERMOTRONIC üç bölgeli otomatik klima sistemi (opsiyonel ekstra) ile dijital havalandırma kontrolü, konfor deneyimini daha da ileri taşıyor. Ön havalandırma ızgaralarını istenen havalandırma tipine göre otomatik ayarlıyor. İstenen bölgeyi klima ekranında işaretlediğinizde hava çıkışları otomatik olarak bölgeye yöneliyor ve dilenen havalandırmayı zahmetsizce sağlıyor. Bölge seçimi her koltuk için yapılabiliyor. Bunun yanında, havalandırma ızgaraları sadece otomatik değil, el ile de ayarlanabiliyor.
Bazıları daha da geliştirilen çok sayıda sürüş destek sistemi
E-Serisi’nin standart sürüş destek sistemleri arasında ATTENTION ASSIST, Aktif Fren Yardımcısı, Aktif Şerit Takip Yardımcısı, Park Paketi, Geri Görüş Kamerası ile Aktif Hız Sınırına Otomatik Uyarlama Yardımcısı gibi işlevler yer alıyor. Sürüş destek sistemlerinin durumu ve etkinliği, sürücü ekranının yardım modunda tam ekran olarak gösteriliyor.
ATTENTION ASSIST, kamera sayesinde sürücü ekranında (opsiyonel ekstra) dikkat dağınıklığı uyarısı sunuyor. Örneğin Sürüş Yardım Paketi PLUS (opsiyonel) kapsamında sunulan Aktif Direksiyon Yardımcısı otomobili şeritte tutmaya yardımcı oluyor. Daha önce otoyollarda olduğu gibi, E-Serisi artık şehir içi yollarda da durduktan sonra otomatik olarak kalkış yapabiliyor. Ayrıca şerit işaretleri net görülemediği için Aktif Direksiyon Yardımcısının kullanılamadığı zamanlarda, bunu direksiyon simidindeki titreşimlerle sürücüye bildiriyor.
Sofistike gövde konsepti ve koordineli emniyet sistemleri
E-Serisi’nin güvenlik konsepti, rijit bir yolcu kabinine ve deforme olabilen çarpışma bölgelerine sahip bir gövdeye dayanıyor. Emniyet kemerleri ve hava yastıkları gibi güvenlik sistemleri bu yapıya özel olarak uyarlanmış durumda. Bir kaza anında koruyucu önlemler duruma uyumlu şekilde etkinleştiriliyor.
Sürücü ve ön yolcu hava yastıkları dışında sürücü tarafında bir diz hava yastığı da standart olarak sunuluyor. Önden çarpışma anında bacakların direksiyon kolonu veya ön konsol ile temasını önlüyor. Standart cam hava yastıkları, başın yan cama veya delici nesnelere çarpma riskini azaltıyor. Bunun dışında ciddi bir yandan çarpışma durumunda, çarpışmanın olduğu taraftaki cam hava yastığı ön ve arka yan camların üzerinde bir perde gibi A sütunundan C sütununa kadar uzanıyor. Olası bir takla anında her iki yandaki hava yastıkları etkinleşiyor. Baş koruma sistemine ek olarak, yan hava yastıkları, arka koltuk başları (opsiyonel) dahil olmak üzere göğüs bölgesini de kaplayabiliyor.
Kaynakları koruyan malzemeler
Çok sayıda E-Serisi bileşeni doğal kaynaklardan tasarruf edilmesini sağlayan malzemelerden (geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir hammaddeler) üretiliyor. Örneğin E-Serisi’nin baz koltuk versiyonunda geri dönüştürülmüş bir malzeme ile birleştirilen boyasız alpaka yünü döşeme kullanılıyor. Koltukların köpüğünde “kütle dengesi yaklaşımına” göre ilk kez sertifikalı geri dönüştürülmüş hammaddeler kullanılırken, özellik olarak bu malzeme ham petrolden üretilen hammaddeler ile aynı performansı sergiliyor. Bu sayede ürün kalitesi korunurken fosil kaynaklara olan gereksinim azalıyor.
Ayrıca Mercedes-Benz, 2022 yılından bu yana dünya genelindeki tüm fabrikalarında karbon nötr dengesiyle üretim yapıyor. Dışarıdan sağlanan elektrik, sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığından karbon içermiyor. Şirket, ayrıca tesislerinde yenilenebilir enerji üretimini artırmayı hedefliyor. 2024 yılı sonuna kadar Sindelfingen tesisinde güneş pillerinin arttırılması için yatırım yapılacak. Bunun yanında su tüketimi ve üretilen atık miktarı da azaltılacak.
E-Serisi, uzun soluklu bir başarı hikayesi
Mercedes-Benz, 1946 yılından günümüze 16 milyonun üzerinde orta sınıf araç üretti. E-Serisi’nin mirası, markanın ilk günlerine kadar uzanıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında üretim yeniden başladığında, ilk olarak 1936’da tanıtılan 170 V (W 136) üretime geri döndü. Saloon, 1947’de Mercedes-Benz’in savaş sonrası ilk binek otomobili oldu. 1953’ün bağımsız karoserli “Ponton” gövdeli 180 modeli (W 120) yeni teknik ve yapısal özelliklere sahipti. 1961 yılında bunu “Tailfin” serisinin (W 110) dört silindirli versiyonları izledi. 1968’de “Stroke/8” serisi (W 114/115) üst orta sınıftaki bir sonraki adımı simgeliyordu. 1976’dan sonraki 123 model serisi daha da başarılı oldu.
1984’ten 1995’e kadar üretilen 124 modeli, ilk kez 1993 yılının ortalarından itibaren E-Serisi adını aldı. Çift farlı yüzü ve yenilikçi teknolojileri 1995 yılında pazara sunulan 210 serisinin karakteristik özellikleriydi. 211 modeli E-Serisi, 2002 yılının başlarında piyasaya sürüldü. Bunu 2009 yılında E-Serisi 212 (Sedan ve Estate) ve 207 (Cabriolet ve Coupé) serileri izledi. 213 modeli Mercedes-Benz E-Serisi 2016’da ve 2017’den itibaren de ilk kez All-Terrain olarak görücüye çıktı. Ayrıca 238 serisinin coupé ve cabrio gövde tipleri de bulunuyor.
Mercedes-Benz | Mercedes-Benz | ||
E 180 | E 220 d 4MATIC | ||
Motor | |||
Silindir adedi/düzeni | Sıralı/4 | Sıralı/4 | |
Motor hacmi | cc | 1.496 | 1.993 |
Maksimum güç | HP/kW, d/d | 170/125, 5600-6100 | 197/145, 3600 |
Ek elektrik gücü | HP/kW | 23/17 | 23/17 |
Maksimum tork | Nm, d/d | 250/1800 – 4000 | 440, 1800-2800 |
Ek elektrik torku | Nm | 205 | |
Sıkıştırma oranı | 0,417361 | 15,5:1 | |
Yakıt karışımı | Yüksek basınçlı enjeksiyon | Yüksek basınçlı enjeksiyon | |
Güç aktarımı | |||
Güç aktarma tipi | Arkadan itiş | Dört tekerlekten çekiş | |
Şanzıman | 9G TRONIC otomatik şanzıman | 9G TRONIC otomatik şanzıman | |
Vites oranları | 1./2./3./4./5./6./8./9. | 5,35/3,24/2,25/1,64/1,21/1,00/0,87/0,72/0,60 | 5,35/3,24/2,25/1,64/1,21/1,00/0,87/0,72/0,60 |
Geri vites | 4,8 | 4,8 | |
Süspansiyon | |||
Ön aks | Dört kollu ön aks, helezon yaylar, gazlı amortisörler, stabilizatörler | ||
Arka aks | Beş kollu bağımsız, helezon yaylar, gazlı amortisörler, stabilizatörler | ||
Fren sistemi | Önde hava kanallı diskler, elektrikli park freni, ABS, Fren asistanı, ESP®, | Önde hava kanallı diskler, elektrikli park freni, ABS, Fren asistanı, ESP®, | |
Direksiyon | Elektrik destekli kremayer direksiyon | Elektrik destekli kremayer direksiyon | |
Jantlar | 7,5 J x 17 | 8 J x 18 H2 ET 32.5 | |
Lastikleri | 225/60 R17 | 225/55 R 18 | |
Ebatlar ve ağırlıklar | |||
Uzunluk/genişlik/yükseklik | mm | 4949/1880/1469 | 4949/1880/1469 |
Aks mesafesi | mm | 2961 | 2961 |
İz genişliği ön/arka | mm | 1634/1648 | 1634/1648 |
Dönüş çapı | m | 11,6 | 11,6 |
Bagaj hacmi, VDA | lt | 540 | 540 |
Boş ağırlık | kg | 1820 | 1975 |
Yükleme kapasitesi | kg | 625 | 605 |
İzin verilen toplam ağırlık | kg | 2445 | 2580 |
Depo kapasitesi/yedek | lt | 66/7 | 66/7 |
Performans, tüketim, emisyon | |||
Hızlanma 0-100 km/s | sn | 7,8 | |
Maksimum hız | km/s | 234 | |
Karma yakıt tüketimi, WLTP | lt/100 km | 5,7-4,9 | |
Karma CO2 emisyonu, WLTP | 149-130 | ||
Emisyon sınıfı | Euro 6 | Euro 6 |
Otomotiv Sektörü
Stellantis markalarının Tofaş bünyesinde bir araya gelmesi sonrasında

Türkiye’deki Stellantis markalarının Tofaş bünyesinde bir araya gelmesi sonrasında, markalara liderlik edecek üst düzey yöneticiler açıklandı.
Tofaş’ın Türkiye’de temsil ettiği Alfa Romeo, Citroën, DS Automobiles, FIAT, Jeep®, Opel ve Peugeot markalarının üst yöneticilerinin belirlendiği organizasyon 5 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla geçerli olacak.
Tofaş’ın yeni ticari organizasyon yapısı açıklandı. Tofaş yeni yapısı ve liderleri ile Stellantis markalarının müşterilerine daha fazla değer yaratmaya; yüksek müşteri memnuniyeti sunmaya, mobilite hizmetlerine ve yenilikçi çözümler geliştirmeye odaklanacak. Yeni organizasyon yapısında; markalardan sorumlu direktörler ile Filo ve 2. El Satış’tan sorumlu direktör; Markalar Direktörü İbrahim Anaç’a bağlı olarak görev yapacak.
Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu gerçekleşen organizasyon değişimi ve atamalara ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi “Stellantis Türkiye’de üstlendikleri görevlerin ardından aramıza katılan çalışma arkadaşlarımıza yeni görevlerinde başarılar dilerim. Uzun yıllardır markalarımıza liderlik eden üst düzey yöneticilerimize de başarılarının devamını diliyorum. Tüm liderlerimizin, müşterilerimiz için yarattığımız değeri ve markalarımızın performansını daha da ileri taşıyacaklarına inanıyorum. Tofaş ve Stellantis Türkiye’nin güçlerini birleştirmesiyle otomotiv sektörünün deneyimli ve yetkin ekipleri bir araya geldi. Bu çeşitliliğin yaratacağı sinerjiyle daha büyük başarılara imza atacağız. Yeni iş alanlarına giriş fırsatları elde etmeyi ve müşterilerimize yarattığımız değeri artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Altan Aytaç- FIAT Direktörü
Yeni yapıda, Markalar Direktörü olarak görev alacak olan İbrahim Anaç, 1990 yılında Polis Akademisi’nde üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, Saint Thomas Üniversitesi’nde MBA (Master of Business Administration) ve Uluslararası İşletme yüksek lisansını tamamladı. 1997 yılında profesyonel iş hayatına başlayan Anaç, 2017 yılına dek otomotiv sektöründe farklı markalarda üst düzey görevler aldı. Aynı yıl Peugeot Otomotiv Pazarlama A.Ş. Genel Müdürlüğünü üstlenen İbrahim Anaç, 2022 yılında Stellantis’in MEA (Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi’nin Ticari Başkanlığına getirildi. Anaç, 2024 yılından bu yana Stellantis Türkiye Ülke Başkanı olarak görev yapmaktaydı.
Alfa Romeo, DS Automobiles ve Jeep Direktörü olarak Selim Eskinazi görev yapacak. Eskinazi, Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra 2006 yılından itibaren otomotiv sektörü içerisinde birçok farklı rolde görev yaptı. Eskinazi, Stellantis Türkiye çatısı altındaki görevine, Temmuz 2022 itibarıyla başlamıştı.

Selim Eskinazi- Alfa Romeo- DS Automobiles – Jeep Direktörü
Citroën Marka Direktörlüğünü Bora Duran sürdürecek. Lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler İşletme Fakültesi’nde tamamlayan Duran, İngiltere’deki Gloucestershire Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2019 yılında Citroën Türkiye’de Satış Bölge Müdürü olarak çalışmaya başlayan Duran, 1 Şubat 2025 tarihinden bu yana Citroën Marka Direktörlüğünü yürütüyor.

Hüseyin Şahin- Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü
2015 yılından bu yana FIAT markasının direktörlüğünü yürüten Altan Aytaç ise görevine devam edecek. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Koç Üniversitesi’nde MBA yüksek lisans programını tamamlayan Altan Aytaç,
çalışma hayatına Tofaş’ta başladı. Aytaç sırasıyla CBU Lojistik Departman Müdürü, Ticari Projeler Koordinatörlüğü, FIAT Marka Müdürlüğü ve Alfa Romeo ve Lancia markalarının direktörlüğünü üstlendi. 2008 yılında Tedarik Zinciri Direktörlüğü’ne atanan Aytaç, FIAT Marka Direktörlüğü görevinden önce; Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü olarak görev yapmıştı.

Yiğit Yantaç- Opel Direktörü
Opel Marka Direktörlüğü görevini Yiğit Yantaç sürdürecek. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve 2020 yılından bu yana Stellantis çatısı altında farklı görevler alan Yantaç, 2023 yılından bu yana Opel Marka Direktörlüğü görevini yürütüyor.
Peugeot Marka Direktörlüğünü ise Gupse Kaplan devam ettirecek. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İktisadi ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Nice Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Bölümü’nde yüksek lisans yapan Kaplan, 2024 yılında atandığı görevini sürdürecek.

Gupse Kaplan- Peugeot Direktörü
Yeni organizasyon yapısında; Filo ve 2.El Satış Direktörü olarak Mahmut Karacan görev yapacak. Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve 1995 yılında başladığı çalışma hayatında otomotiv sektöründe farklı kademelerde yöneticilik yapan Mahmut Karacan, 2013- 2015 yılları arasında Alfa Romeo, Jeep® ve Lancia Marka Direktörlüğü görevini yürüttü. 2015 yılında FIAT Satış Direktörlüğünü üstlenen Karacan, yeni yapılanma ile Filo ve 2.El Satış Direktörlüğünü yürütecek.

Bora Duran- Citroën Direktörü

Mahmut Karacan- Filo ve 2.El Satış Direktörü
Tofaş’ta 2015 yılından bu yana Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü rolünü üstlenen Hüseyin Şahin ise yeni markalarla birlikte büyüyen görevini CEO Cengiz Eroldu’ya bağlı olarak sürdürecek. Uludağ Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan ve otomotiv sektöründe uzun yıllardır üst yönetici olarak görev alan Hüseyin Şahin 2011-2015 yılları arasında Tofaş’taki Satış Direktörlüğü görevinin ardından, Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü olarak atanmıştı.
Blog
OMODA7 Yeni Nesil İçin Crossover Segmentini Yeniden Tanımlıyor!

Yenilikçi tasarım diline sahip modelleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine çeken OMODA markası dünya genelinde yeni nesilleri en iyi anlayan ve farklı yaştan gençlerin farklı ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını her zaman derinlemesine anlayan ve karşılayan bir crossover markası olarak dikkat çekiyor. C segmenti bir crossover olan OMODA7 ve şarj edilebilir hibrit OMODA7 PHEV, NEO tasarımı, NEO teknolojisi ve NEO kalitesiyle trendleri hedefliyor. Kullanıcılar, “Art in motion X” vizyonuna sahip dış tasarımından akıllı kokpit ve konfor deneyimine kadar, NEO ulaşım ve yaşam tarzının çekiciliğini deneyimleyebiliyor ve OMODA’nın öncü bakış açısını crossover segmentinde nasıl yeniden tanımladığını görebiliyor.
Toplumsal ritmin hızlanması ve kişisel gereksinimlerin artmasıyla birlikte OMODA, yeni nesillerin belli bir kesiminin daha olgun karakter özellikleri sergilediğini gözlemledi. Bu, aslında içe dönük ama dizginlenemeyen bir grup. Dışarıdan bakıldığında pek dikkat çekmeyen ama içten içe farklı olmayı hedefleyen bir yapıya sahip. OMODA, bu kitleye hitap etmek amacıyla NEO Crossover vizyonuyla yeni OMODA7’yi piyasaya sürdü.
OMODA7 NEO vizyonuyla ulaşımı yeniden tanımlıyor!
Şehrin neon ışıkları geceyi aydınlattığında, OMODA7 keskin “X” şeklindeki ön cephesiyle karmaşanın içinden sıyrılıyor. Gövde, ön taraf alçak ve arka kısım daha yüksek olmak üzere bir dalış pozisyonu sergiliyor. Gizli yan camlar ve sileceklerin tasarımı, gövde hatlarının incelikle işlenmiş bir sanat eseri gibi kusursuz bir şekilde harmanlanmasını sağlıyor. OMODA 7, sınıfında tek olan akıllı ritim aydınlatma setiyle donatıldı. Böylece sanki gövdeden enerji akıyormuş gibi aracın durumuna göre gerçek zamanlı olarak uyum sağlayabiliyor. Araç çalıştırıldığında ön tampondaki aydınlatmalar yanarak ışık gösterisinin başladığını işaret ediyor. Akan sinyaller dönüşlerde yanıp sönerek aracın yan taraflarında dinamik ışık ve gölgeler yaratıyor. Şarj için park edildiğinde ise yan camdaki şarj lambaları yanarak araca dinamik bir hava katıyor.
OMODA7 akıllı kabin teknolojisiyle iç mekânda da NEO vizyonunu vurguluyor!
Akıllı kabine binen ön yolcu, bu sınıftaki tek 15,6 inçlik Star Track kayar ekran üzerinde dört parmağını sorunsuzca kaydırarak anında üst düzey sürükleyici akıllı eğlence yolculuğuna başlayabiliyor. 12 hoparlörlü panoramik ses sistemi, melodiyi senkronize bir şekilde çalarken her hoparlör sessizce birlikte çalışarak sürükleyici bir deneyim üretiyor. Dört bölgeli ses tanıma sistemi, ulaşım için mükemmel bir yardımcı olarak öne çıkıyor. Dış dünyadaki sesler çift katmanlı ses geçirmeyen camlar sayesinde kabinden uzak tutulduğundan aracın içi huzur dolu bir vahaya dönüşüyor. İster trafik sıkışıklığı stresi olsun, isterse de uzun bir yolculuğun yorgunluğu; tüm bunların etkisi, çok iyi ayarlanan zarif süspansiyon ve sessiz kokpit sayesinde hafifletiliyor. Akşam vakti aracın camından içeri hafif bir esinti estiğinde, ön koltuktaki yolcunun sadece bir düğmeye basması yeterli oluyor ve VIP koltuk bacak desteğini yavaşça açarak yumuşak masaj modunu başlatıyor.
OMODA7 PHEV Süper Hibrit sayesinde menzil sınırlarına takılmıyor!
OMODA7 PHEV hibrit modelinin, OMODA markasının dünyanın öncü NEV teknolojisi Süper Hibrit Sistem (SHS) ile donatılan ilk süper hibrit modeli olduğunu da belirtmekte fayda var. OMODA7 PHEV, “ultra uzun toplam sürüş menzili, ultra düşük şarj modu yakıt tüketimi (CS) ve tamamen elektrikli sürüş menzili” açısından sınıfının en iyi performansıyla, Çin’deki dokuz ülkeyi kapsayan basın turu kapsamında yeni tamamlanan Süper Hibrit Maratonu’nda tüm beklentileri aştı. Ölçülen menzil 1.457 km’ye ulaşarak hibrit SUV dünyasının tüketim ve menzil standardını yeniden tanımladı. En güzel OMODA modelinin süper hibrit teknolojisiyle bir araya gelmesiyle NEO trend ulaşım konsepti ve NEO teknolojileri son derece gelişmiş ve entegre bir yapı ortaya koyuyor. Böylelikle OMODA7, üst düzey crossover ulaşımını yeniden tanımlıyor.
Blog
T10X’te avantajlı fırsatlar mayıs ayında da sürüyor

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, T10X sahibi olmak isteyen kullanıcılara mayıs ayında da avantajlı fırsatlar sunmaya devam ediyor. Stoklarla sınırlı finansman desteği kapsamında mayıs ayında bireysel kullanıcılara T10X V2 için 400 bin TL krediye %0 faiz veya 1 milyon TL krediye 48 ay vadeli seçenekler yer alıyor.
Togg, tüm Türkiye’yi farklı finansman destekleriyle T10X ile buluşturmaya devam ediyor. Kullanıcılara konforlu bir mobilite deneyimi sunan Togg, mayıs ayında da stoklarla sınırlı kampanyasını sürdürüyor. Bu kapsamda bireysel kullanıcılar, T10X V2 için 400 bin TL krediye %0 faizli 12 ay vadeli 33 bin 333 TL aylık geri ödemeyle sahip olabiliyor.
1 milyon TL krediye 48 ay vade imkânı
Kampanya kapsamında kullanıcılar, 1 milyon TL krediye %3,33’ten başlayan faiz oranlarıyla 48 ay vadeli 49 bin 804 TL aylık geri ödemeyle de T10X V2 satın alabiliyor.